Türünün Tek Örneği: BMW 116i (E87/F20)
Derler ki “az olan değerlidir”… “Türünün tek örneği” BMW 1 Serisi bu sözü haklı çıkarıyor. Önümde duran “şey”i tanimlayarak başlamalıyım. BMW 1 Serisi, 3 farklı tanım ile tarif edilebilecek bir […]
Derler ki “az olan değerlidir”… “Türünün tek örneği” BMW 1 Serisi bu sözü haklı çıkarıyor. Önümde duran “şey”i tanimlayarak başlamalıyım. BMW 1 Serisi, 3 farklı tanım ile tarif edilebilecek bir […]
Derler ki “az olan değerlidir”… “Türünün tek örneği” BMW 1 Serisi bu sözü haklı çıkarıyor.
Önümde duran “şey”i tanimlayarak başlamalıyım. BMW 1 Serisi, 3 farklı tanım ile tarif edilebilecek bir otomobil:
Otomotiv sektöründe en büyük pazar payına sahip olan C segmentinde (kompakt sınıf) çok özel bir yeri bulunan araçtır.
Sıradışı ve iddialı karoserine, tasarımına ve üzerindeki BMW badge’ine bakarak hakkında olumlu ya da olumsuz fikir edinmeden önce sahip olduğu benzersiz teknik altyapısı, arka planı ve teknolojileri dikkatle incelenmesi gereken otomobildir.
Varlığını Audi A3’e borçlu olan otomobildir.
Son tanımdan başa doğru gitmek daha doğru:
İlk kuşak BMW 1 Serisi Mayıs 2004’de yola çıktı ve BMW 3 Serisi Compact’ın yerini aldı. BMW yönetiminin kararı bir zorunluluktu, çünkü her segmentte rahatça üstünlük kurduğu Audi’ye karşı 1996’dan beri yollarda olan ve 2003 yılında yenilenen, VW Golf Mk4 ve VW Golf Mk5 altyapılarını kullanan 8L ve 8P kasa kodlu Audi A3 modellerine karşı BMW 3 Serisi Compact ile cevap verememişti.
Audi A3, Volkswagen Golf’ün daha şık ve kaliteli kıyafet giymiş halinden başka bir şey değildi ve VW Grubu’nun “ortak platform stratejisi” ve başarılı “pazarlama” oyunlarıyla premium kompakt sınıfın lideri olmuştu.
(Bir açıklama yapmak gerekiyor. Lider: Hem satış adetleri bakımından hem de üreticisinin politikaları bakımından. Bugün hala BMW için en önemli ve en çok satan model 3 Serisi’dir. 1 Serisi satışları 3 Serisi’nin satış adetlerini hiçbir zaman geçmemiştir. Audi tarafında ise, üreticinin en çok satan modeli yıllardır Audi A3 ve diğer taraftan Audi A4, 3 Serisi’nin BMW için sahip olduğu öneme Audi’nin gözünde hiçbir zaman erişememiştir.)
BMW tarafında durum farklıydı: BMW 3 Serisi Compact 1994 yılından beri üretiliyordu. İsminden de anlaşıldığı gibi E36 kasa 3 Serisi’nin arkası kısa versiyonu olarak geliştirilmişti, yani “kendi başına”, “özgün” ve “bağımsız” bir otomobil değildi.
3 Serisi Compact aslında organik olarak 1970’lerin efsane kompaktı BMW 2002’nin takipçisi olma iddiasını taşıyordu. Ancak diğer taraftan, otomobilde, dönemin BMW yönetiminin 2 numaralı ismi geliştirme yöneticisi Wolfgang Reitzle’nin talimatıyla bir dizi maliyet düşürme tedbiri uygulanmıştı ve bu durum otomobili olumsuz etkiledi:
E36 3 Serisi’nde kullanılan yeni çok bağlantılı Z-axle süspansiyondan farklı olarak arkada bir önceki nesil 3 Serisi E30’un basit arka aksının kullanılması, uzunluğun 4.4 m’den 4.2 m’ye düşmesi ve aracın arkasının 22 cm kısalması nedeniyle ağırlık dağılımı ön aksa doğru yüzde 53:47 bozuldu.
Maliyet tedbirleri sadece arka aks ile sınırlı değildi. Otomobilin kokpiti de daha basit tasarlandı, düzleştirildi, kumanda ve şalter konsepti değiştirildi. Örnek olarak BMW 3 Serisi Compact’da farlar için far açma anahtarı yerine çekilip itilerek çalışan şalterler kullanılmıştır (bir Alman otomobili için ayıptır)
Ancak bu tasarruf tedbirleri fiyat politikasını değiştirmedi: 3 Serisi Compact, 4 kapılı 316i sedan ile aynı fiyata satıldı.
Audi A3’ün karşısına gerçek bir BMW çıkarmak için BMW 1 Serisi’nin de geleneklere sadık bir BMW olması gerekiyordu. BMW 2002 gibi…
Otomobilde, “bir BMW’yi BMW yapan nedir?” sorusuna verilecek tüm cevaplar bulunmalıydı. Öyle de oldu:
– Önde ve arkada eşit yüzde 50:50 ağırlık dağılımı
– Önde uzunlamasına yerleştirilmiş ve ön aksın arkasına konumlandırılmış yüksek devir çevirebilen atmosferik motor
– Arkadan itiş
– Sürücü odaklı (sürücüye dönük) kokpit
– Hofmeister kink
Ayrıca tüm BMW sürüş karakteristikleri de bu otomobile yüklenmişti: Ağır ama direkt direksiyon, sert debriyaj pedalı, direnç noktası kırılarak seçilebilen geri vites dişlisi, sert süspansiyon, RFT runflat lastikler, bagaj zemini altına gizlenen akü…
Otomobil 2007’de EfficientDynamics teknolojileriyle de donatıldı: Brake energy regeneration, Luftklappensteuerung, elektrikli direksiyon sistemi, gear shift indicator (vites değiştirme önerileri), start / stop sistemi, düşük yuvarlanma dirençli lastikler…
2012 yılında F20 ile beraber bu özelliklere “driving experience control” button tuşu ve bu 2 yönlü tuş üzerinde “Eco Pro” sürüş seçeneği de eklendi, ki bu tuş 2 nedenle otomotivde devrimdir (bunu sonra aşağıda “sürüş” ile ilgili bölümde açıklayacağım)
Aslında BMW 1 Serisi, E90 BMW 3 Serisi’ni referans almıştı. E90 BMW 3 Serisi ile E87 BMW 1 Serisi arasında ortak parça kullanımı %70’tir. Aynı motor versiyonları için, örnek olarak BMW 116i (E87) ve BMW 316i (E90) için, motor ve tüm yan motor ekipmanları, radyatör, genleşme kabı, klima kompresörü, akü, filtreler; manuel ve otomatik şanzımanlar; aktarma organları; 5 koldan bağlantılı arka aks; poryalar, aks bilyeleri, fren diskleri ve kaliperleri; alüminyum ön aks; direksiyon sistemi; süspansiyon; iç mekanda direksiyon simidi, sinyal ve silecek kolları, iklimlendirme sistemi kontrolleri, müzik sistemi, yol bilgisayarı, hız göstergesi ve devir saati, cam açma düğmeleri, koltuklar; dış karoser üzerinde aynalar, kapı kolları, kilit mekanizmaları, aydınlatma sistemi mekaniği; cam açma motorları… ve daha bir çok şey ortaktı(r)
Bugün bu durum F20 ve F30 kasa BMW’ler için de geçerlidir.
BMW, sınıf lideri VW Golf’ü ya da Audi A3 ve Alfa Romeo 147 gibi örnekleri referans almadan kendi kompakt sınıf otomobilini yaratmıştı. Kompakt sınıfın ya da premium kompakt sınıfın gereklerini yerine getirmeden önce BMW olmanın gereklerini yerine getiren bir kompakt hatchback olarak E87 kasa kodlu ilk versiyon Mayıs 2004’de yola çıktı. Otomobilin bazıları tarafından çok sevilirken bazıları tarafından hiç kabul görmemesinin temel nedeni budur.
Otomobil o günden beri Leipzig ve Regensburg şehirlerinde bulunan BMW tesislerinde BMW 3 Serisi ve BMW Z4 ile beraber üretilmektedir.
Aynı üretim bandında E87 ve F20 kasaları aynı anda üretmek mümkün. Aynı bantda E90 ve F30 BMW 3 Serilerini üretmek de mümkün. Ancak aynı şey VW Grubu için geçerli değil. Örnek olarak aynı bantda 8L, 8P ve 8V kasa Audi A3 üretemezsiniz. Bu BMW’nin başarısı mıdır, başarısızlığı mıdır bilmiyorum.
E87, sert süspansiyonu, RFT lastikleri, ağır direksiyonu ve sert debriyaj pedalı ile “ben tam bir erkek otomobiliyim” diye bağıran bir otomobildir. Örnek olarak debriyaj pedalı Audi A3’den 2 kat daha sert. F20’de bunlardan direksiyon sistemi Servotronic ve Aktif Direksiyon denilen opsiyonlar ile daha esnek hale geldi. Aracın hızına göre Servotronic direksiyonun ağırlığını ayarlarken (düşük hızda hafif, yüksek hızda sert), Aktif Direksiyon ise direksiyonun hassasiyetini ayarlıyordu (2 lock noktası arasında düşük hızda düşük tur sayısı, yüksek hızda yüksek tur sayısı)
Donanım ve Opsiyonlar:
BMW 1 Serisi’nde herşey opsiyondur. baz bir BMW bomboştur. Çakmak ve küllük bile opsiyondur! (“Boş” deyince duralım: her BMW gibi yüksek bir güvenlik ve konfor standardı sağlandıktan sonra “boş”tur. Örnek olarak DTC standarttır, klimalı iklimlendirme sistemi standarttır, ancak otomatik klima opsiyondur)
E87 sayfalar dolusu opsiyon listesine sahipti. Tasarım, donanım ve paketler konusunda E87’de sınırlı olan (!) oyun alanı F20’de çok daha geniş bir listeye dönüştü. Bu donanımlar ve opsiyonları ayrı ayrı almak yerine paket olarak daha uygun fiyata satın almak mümkün. Ancak bir paketi satın aldığınızda istediğiniz bir donanımın yanında istemediğiniz bir donanım da gelebilir. Çünkü paket içeriği değiştirilemez. Bu paketler 5 grup altında toplanabilir:
– Comfort pack: Otomatik klima sistemi, park sensörleri, otomatik kararma özellikli iç dikiz aynası, kol dayama, katlanabilir arka koltuk başlıkları…
– Technology pack: Xenon farlar, gelişmiş gösterge paneli, yağmur sensörleri, otomatik aydınlatma sistemi, adaptif farlar, otomatik uzun far asistanı, çok fonksiyonlu direksiyon simidi, USB girişi (AUX girişi standarttır) …
– Sport Line: Bir dizi görsel ayırıştırıcı donanım içerir: 8 adet havalandırma kanallı siyah BMW böbrekleri, özel tasarımlı alaşım jantlar (16 inch Star Spoke 376 ve 17 inch Star Spoke 379), ön tamponda siyah havalandırma kanalları, siyah dış dikiz aynası kapakları, gösterge panelinde kırmızı renkli şeritler, direksiyon simidinde kırmızı dikişler, baldır destekli koltuklar, koltuklarda kırmızı şeritler, kokpitte ve kapı içlerinde özel aluminyum şerit ve kaplamalar, kırmızı kaplamalı anahtar…
– Urban Line: Sport Line gibi bir dizi görsel ayırıştırıcı donanım içerir: 11 adet havalandırma kanallı beyaz BMW böbrekleri, özel tasarımlı alaşım jantlar (16 inch V Spoke 411 ve 17 inch V Spoke 412) ön tamponda beyaz havalandırma kanalları, beyaz dış dikiz aynası kapakları, mavi ya da beyaz iç mekan aydınlatması, beyaz renk kaplama anahtar…
– M pack: Özel estoril mavisi karoser boyası ile M logolu direksiyon simidi, vites topuzu, jantlar, fren kaliperleri, kapı eşikleri ve biraz daha alçaltılmış ve sert M süspansiyon ile M body kit (Sert M süspansiyon Türkiye’de iptal edilmektedir)
Motorlar ve Şanzımanlar
Günümüzün çevre normları ve (Türkiye’de motor hacmine, Avrupa’da egzos emisyonlarına dayalı) vergilendirme sistemi nedeniyle 1.6 litre üzeri motorları tartışmanın bir anlamı kalmadı. Gelecek de downsizing’i işaret ediyor uzun zamandır.
Burada 3 1.6 litre motorun hikayesini ve kullanım özelliklerini vereceğim.
E87’de kullanılan N45B16 kodlu Türkiye’de de en çok satmış olan 116 HP gücündeki 1.6 litre atmosferik motor, BMW’nin WTCC yarışlarının homologasyonu için sınırlı sayıda ürettiği BMW 320si modelinde kullandığı N45B20 kodlu 2.0 litre 170 HP motorun düşük hacimli versiyonu ve bu motorun tüm özelliklerini taşıyor: Motorda “Vanos” var, ancak daha kolay devirlenmesi için çalışan parça sayısı azaltılmış ve “Valvetronic” kullanılmamış, emme manifoldundan enjeksiyonlu motor güç için yüksek devire ihtiyaç duyuyor, rahatça 7.000 devire ulaşıyor, maksimum torkunu 3.500 devirden sonra veriyor, bu yüzden çok tüketiyor (100 km’de ortalama 11 litre), motorun sesi de özellikle yüksek devirlerde eski BMW atmosferik motorları gibi akustik ve güzel, rölantide ise ısınana kadar gürültülü çalışıyor. Üstten çift egzantrikli ve silindir başına 4 subaplı motorda triger kayışı yerine zincir kullanılmış, bu da kayış değişimi maliyetini ortadan kaldırıyor. 2008 model yılına kadar olan motorlarda zincir gergi bilyesi gevşediğinden zincir atlama sorunu bulunuyordu. 2008’den sonra üretilen motorlarda bu sorun giderildi.
F20’de kullanılan N13B16 motor ise PSA Grubu (Peugeot, Citroen) ile ortak geliştirilmiş bir 1.6 litrelik turbo makine ve turbo basınçlarına göre 102 HP, 136 HP’lik ve 170 HP’lik farklı güç çıkışında versiyonları var (BMW X1 için bir de 148 HP’lik bir versiyon daha var) Neden 102 HP, 136 HP ve 170 HP diyenler için: 102 HP 75 kW’ye, 136 HP 100 kW’ye, 170 HP de 125 kW’ye denk geliyor. Güç rakamları standart olarak belirlenmiş. Zaten kağıt üzerindeki HP rakamının önemi yok. Bunu birazdan anlatacağım. Önce önyargıları yıkmak için şunu sormak gerekiyor: “Kim Peugeot motorlu bir BMW ister ki?” Bunu demeden önce motorun özelliklerine ve yaptıklarına bakmak gerekiyor. BMW’nin Twinpower adını verdiği bir kombinasyonla istendiğinde ekonomik kullanım istendiğinde yüksek performans sunan bir motor elde edilmiş. (Eminim ortak yatırıma Fransızlar sadece para yatırmış, motor geliştirmesini BMW’ye bırakmıştır) Twinpower ilk başta akla motorun çift turbolu olduğu düşüncesini getiriyor. Twinpower bu anlama gelmiyor. BMW’nin Twinpower sistemi turbo besleme, direkt benzin enjeksiyonu ve valvetronic kombinasyonundan oluşuyor. Bu motor 114i’de 102 HP güç ve 180 Nm tork, 116i’de 136 HP güç ve 220-240 Nm tork, 118i’de 170 HP güç ve 250 Nm tork üretiyor. Ortalama tüketim rakamı da normal kullanımda 8 litre. gaza dikkatli basıldığında ortalama tüketim 7 litre’ye düşüyor.
N13B16 motor, E87’de kullanılan N45B16 motorun yüksek devir çevirme kapasitesine ve akustik sesine sahip değil ve ama bunun dışında herşeyi daha iyi yapıyor ve daha iyi yaparak devrim yapıyor. Motorun hem daha güçlü hem de daha tasaruflu olmasının ardındaki neden çok açık: 220 Nm torkun 1350 devirde gelmesi. Başka bir deyişle, rölantiden hemen sonra motorun tüm çekiş gücü hazır. bu yüzden manuel şanzımanda 6. vitesde, otomatik şanzımanda ise 8. vitesde 1500 devir ile yolculuk yapmak hatta rampa çıkmak mümkün, vites düşürmeden hızlanmak mümkün. “Kullanım özellikleri,” “performans” ve “tüketim” bakımından motorun hiçbir zayıflığı yok. Diğer taraftan, N13B16 motorun ses dışında bir başka zayıf noktası daha var, bu da kullanım ile değil motorun ihtiyaçları ile ilgili: kullanım tarzına bağlı olarak değişen bakım ihtiyacı… Motordaki Garrett marka turbo, motor yağını öldürüyor. Yüksek devirli kullanım daha kısa km’lerde yağ değişimi ihtiyacını getiriyor. Motor devirli kullanılırsa 3000 km’de bir servis ve yağ değişimi istiyor.
8 ileri Steptronic otomatik şanzımanlı 116i, 8. vitesde 2.000 devirde 110 km hız ile ilerliyor. Anlık tüketim bu sırada 6.5 litre. 8. vites inanılmaz bir oran ve 2.000 devirde 100 km üzerinde hız rakamı çok mükemmel bir olay.
(Bilmeyenler için, örnek olarak 5 ileri manuel şanzımanlı Volkswagen Golf 1.6 102 HP, 5. vitesde 3.000 devirde 100 km/h yapar, 4000 devirde 130km/h, 5000 devirde 160 km/h. Buradan siz düşünün bu yeni motorun gücünü, ekonomisini, sessizliğini ve hız yapma potansiyelini)
Düşük devir eşittir düşük tüketim eşittir düşük gürültü eşittir düşük devir eşittir uzun motor ömrü. Kural basit.
E87 kasada bulunan 6 ileri Steptronic şanzıman da aynı prensipe sahipti. Otomatik şanzımanlı E87 116i 2.000 devirde 90 km/h yapıyordu. Bu sırada yol bilgisayarından 7.5 litre okunuyor, ancak motorun verimli tork kullanım bandı 3.500-5.500 devir aralığı olduğu için hızlanmalarda ve yokuş tırmanmalarda N45B16 motora adapte edilmiş şanzıman ister istemez motorun sözünü dinleyerek kickdown’a düşüyor ve vitesi 2 vites aşağı çekiyor. Bu da ortalama kullanımda tüketimi 11 litreye çekiyor.
E87 116i de (6 ileri otomatik), 6. vitesde 2000 devirde 90 km/h, 3000 devirde 130 km/h, 4000 devirde 170 km/h, 5000 devirde 210 km/h yapıyor. Motorun hala 7000 devire kadar gideceği 2000 devir var ama 6. vites bir ekonomi vitesi olduğundan burada devir kesici devreye giriyor, gösterge panelinde sarı renkli “limit” yazısı uyarı veriyor ve motor gaz akışını kesiyor.
F20 116i ise (8 ileri otomatik), 8. vitesde 2000 devirde 110 km yapıyor. Buradan ZF üretimi 8 ileri yeni şanzımanın 8. vitesinin verimlilik konusunu biraz daha ileriye götürdüğü anlaşılıyor. Başka bir deyişle eski 6 vitesli Steptronic şanzımanın 6. vitesi, yeni 8 ileri şanzımanın 7. ve 8. vitesleri arasında bir yerde.
“Peki neden yeni şanzıman 8 ileri vitesli?” sorusu soruluyor hemen: Burada amaç daha yüksek hız değil. Aslında eski şanzımandaki 6. vites ile yeni şanzımandaki 8. vites birbirine çok yakın. 8 vites oranı demek, motorun bir alt vitesden üst vitese geçerken, vites oranları birbirine yakın olduğu için motorun çok dar bir devir aralığını kullanması demek, bu da verimlilik ve tasarruf demek. (Yıllardır otobüs ve kamyonlarda kullanılan 12 vitesli otomatik şanzımanların çalışma prensibi de budur. bu yöntem şimdi otomobillerde de kullanılıyor)
(Bu arada vites oranlarını karşılaştırmak doğru değil, çünkü farklı bir son dişli kullanımı bu oranları karşılaştırmayı anlamsız hale getiriyor. Bu yüzden burada olduğu gibi aracın o vitesde kaç km/h yaptığına bakarak bir karşılaştırma yapmak daha sağlıklı)
Tabii bunun tasarrufa dönüşmesi için böyle bir şanzımanın torkunu düşük devirde üreten bir motorla kombine edilmesi gerekiyor. E87’nin 1.6 litre motoru ile F20’nin 1.6 litre motoru arasındaki fark da bu. eski 1.6 litre motor (N45B16) kötü değil ancak sürekli yüksek devirli kullanım istiyor bu da tasarruf potansiyelini sıfıra indiriyor. yeni 1.6 motor (N13B16) ise istendiğinde tasarruf istendiğinde yüksek güç sunan dengeli bir motor.
Bir de 1.6 litrelik dizel motor var (N47D16): Bu motor 2.0 litrelik N47D20 dizel motor yerine sadece BMW 116d EfficientDyanmics edition’da kullanılıyor ve sadece manuel şanzımanla kombine edilmiş. Motor normal trafik şartlarında ortalama 4.8 litre tüketiyor. Çok dikkatli kullanımda tüketim 3.8 litreye düşüyor.
BMW aslında Avrupa pazarında 116d modelini de 2.0 litrelik bir dizel motorla sunuyor (N47D20) bu 2.0 litrelik motor da 120d’de ve 320d’de kullanılan 184 HP’lik dizel motorun gücü ve egzos emisyonları düşürülmüş versiyonu, ancak BMW, egzos emisyonu 100 gr co2/km’nin altında kalacak bir model hedefleyerek, 116d’nin EfficientDynamics özellikleri ile donatılmış versiyonunu 1.6 litre dizel motorla sundu.
N47D16 sadece 6 ileri manuel şanzımanla sunulduğundan benzinli motorla karşılaştırmak adil değil. Diğer taraftan N47D16, 99 gr co2/km ile özel bir motor. Düşük emisyon değeri yanında tüketimi de çok düşük. Normal kullanımda ortalama 4.8 lt/100 km tüketiyor. Bu rakam fabrika açıklaması değil, yol bilgisayarında okunan rakam. Fabrika verisi 3.8 lt/100 km ve 6. viteste aracı 1.500 devirde kullanarak bu rakama ulaşmak mümkün (araç bu sırada 90 km/h yapıyor)
(Avrupa’da 100 gr co2/km’nin altında kalan otomobiller Türkiye’deki MTV muadili vergilerden muaf kalıyor)
N47D16 motorda sürüş keyfi ve doğaya saygı nasıl bir arada olur görebilirsiniz. Teknoloji ile çevreyi koruma beraber yürür mü 1 Serisi bu motor ile bunu gösterir. 116d ED, EfficientDynamics ile donatılmış en uygun fiyatlı BMW’dir. Belki de en iyi BMW’dir. İşte EfficientDynamics budur: Brake energy regenration, Luftklappensteuerung, elektrikli direksiyon sistemi, gear shift indicator (vites değiştirme önerileri), start / stop sistemi, Eco Pro programı, düşük yuvarlanma dirençli lastikler…
E87 1.6 litre N45B16 benzinli motorun artıları ve eksileri:
+ Alışılmış atmosferik BMW motor sesi, yüksek devir çevirme isteği ve kolay devirlenmesi, uzun bakım aralıkları (2 yılda bir 12000 km yağ değişimi), triger zinciri kullanılması nedeniyle kayış değişimi ihtiyacının olmaması
– Yüksek devirde gelen tork nedeniyle alt devirlerde çekişin zayıf olması ve devirli kullanım istemesi, buji değişiminin zor olması
F20 1.6 litre N13B16 benzinli motorun artıları ve eksileri:
+ Alt devirde gelen yüksek çekiş gücü, mükemmel güç dağılımı ve geniş devir bandı, turbo boşluğunun olmaması, tasarruf potansiyeli
– Yüksek çalışma sıcaklığı, kullanım alışkanlığına bağlı bakım ihtiyacı (devirli kullanımda 3000 km’de yağ değişimi gerekiyor, turbonun sıcaklığı yağı öldürüyor)
F20 1.6 litre N47D16 dizel motorun artıları ve eksileri:
+ 99 gr/km co2 salınımı, mükemmel tasarruf potansiyeli (3.8 lt/100 km rakamı gerçek), yüksek tork ve çekiş gücü
– Rölantide traktör gibi çalışıyor, ilk kalkışlarda stop etme eğilimi gösteriyor, tüm dizel motorlar gibi devir bandı sınırlı
E87 6 ileri ZF Steptronic şanzımanın artıları ve eksileri:
+ Motor ile mükkemmel uyum, çok yumuşak vites geçişleri, çok iyi seçilmiş 6. vites, yüksek hızda düşük yakıt tüketimi,
– Yok
F20 8 ileri ZF Steptronic şanzımanın artıları ve eksileri:
+ 6 ileri şanzımanın artılarını daha de ileriye götürmesi, motor ile mükemmel ötesi uyum, “iyinin de iyisi,” hem tasarruf hem de performans odaklı kullanım potansiyeli,
– Yok (belki 8 dişlisi olduğu için 6 ileri şanzımandan biraz daha ağır olmasını hatırlamak gerekiyor ama bu negatif durum sayılmaz)
Lastikler
BMW 1 Serisi fabrikadan orijinal ekipman olarak 3 farklı lastikle çıkar: Bridgestone Turanza ER300 RFT, Pirelli Cinturato P7, Continental Premium Contact SSR.
Bu lastiklerden en iyi ve ideal kullanımı sunan Continental Premium Contact SSR’dır.
Pirelli Cinturato P7 lastikler F20 kasa ile beraber kullanılmaya başlandı. Continental Premium Contact SSR’a göre daha yumuşak hamurlu ve daha sessizdir ama diğer konularda Continental daha iyi.
Bridgestone Turanza ER300 RFT ise bu lastikler arasında en kötüsü. BMW’nin RFT lastikleri ilk olarak Bridgestone ile beraber geliştirmesine ve 2013 yılı itibariyle Bridgestone’un 3. kuşak RFT lastikleri sunmasına rağmen bu lastikler Continental ve Pirelli’ye göre daha kötü.
(3. kuşak Bridgestone RFT lastikler, aynı lastiğin normal versiyonuna göre %10 daha sert yanaklı ve sürüş konforu iyi düzeylere ulaştı. 2. kuşak RFT lastikler aynı lastiğin normal versiyonuna göre % 40 daha sert yanaklıydı ve lastiğin konfor düzeyi çok düşüktü.)
Kullanım ve Sürüş
Bir BMW 1 Serisi’ne yaklaştığınızda, anahtarın kilitleri serbest bırakan düğmesine basarsanız wellcome lights ve (farlar Xenon ise) farlardaki “celis” adı verilen corona halkaları sizi karşılar. Kapı kollarındaki ışıklara aşık olursunuz.
Sadece aracın etrafında bir tur atmak bile bu kompakt BMW’nin neden özel olduğunu anlatır size:
– Jant kolları arasından görünen tekerlek göbekleri (porya bilyeleri) diğer kompakt sınıf otomobillere göre çok daha büyüktür. BMW 3 Serisi ile paylaşır bu parçaları da. Anlarsınız ki büyük porya, sert virajlarda daha dayanıklı duruş ve stabilite demektir.
– Ön fren diskinin kaliperi diskin gerisine, arka fren diskinin kaliperi diskin ön tarafına konumlandırılmıştır. Anlarsınız ki BMW, fren kaliperlerini konumlandırırken bile 50:50 ağırlık dağılımını düşünerek otomobilin gerisine doğru yerleştirmiştir.
– Eğilip arka sol lastik ile egzos susturucusunun arasından arka aksa baktığınızda şasi ile aksın bir kaç farklı yerden sabitlendiğini ve bir sürü çubuğun bulunduğunu görürsünüz. Arka aks 5 kollu ve çok bağlantılıdır. Hiçbir rakipte bu kadar teknik bir arka aks yoktur.
– Aksın ortasındaki prizma kutu (diferansiyel) size bağırır: “ben arkadan itişliyim!”
– BMW logosuna basıp bagajı açarsınız, zemin kaplamasını kaldırıp stepneyi ararsınız. Stepne yoktur. Onun boşluğuna aküyü yerleştirmiştir BMW. bu da 50:50 ağırlık dağılımına hizmet eder. Dahası bagaj zemininde koruma altına alınan akü kirden, kışın soğuğunda deşarj olmaktan ve kaput altındaki diğer aküler gibi motor sıcağından etkilenmez. Stepneyi bulamazsınız. BMW için iyi motor kadar hafiflik de önemlidir.
– Ön aks aluminyumdur. Daha hafiftir ve ön bölümdeki ağırlığı azaltır. Başka bir 50:50 ağırlık dağılımı hamlesi. Ayrıca aluminyum paslanmaz.
– Kaputu açarsınız (E87’de kaputu açmak için ön sol kapının iç tarafındaki kaput açma mandalını “1 kez” çekmek ve sonra kaput altındaki kilidi kaldırmak gerekirken, F20’de kaputu açmak için kaput açma mandalını “2 kez” çekmek gereklidir)
– Kaputun altında görürsünüz ki motor olabildiği kadar geriye ve ön aksın arkasına konumlandırılmıştır. Geriye yaslanmış motor bloğu ile aracın ön burnu arasında 50 cm vardır (evet tam 50 cm) bu “boşluk”da sadece radyatör ve alt tarafta da ön aks bulunur. BMW, aracın ağırlığını arkaya vermek ve dengeli sürüş özellikleri yaratmak için burnu uzun bir araç yaratıp iç mekandan taviz vermiştir. Önce “sheer driving pleasure”
– Lastiklere bakarsınız. Continental, Pirelli, Michelin, Good Year ya da Bridgestone marka olabilen bu lastikler üzerinde bir yıldız işareti vardır. Bu işaret lastiğin patlasa da gidebileceği anlamına gelir. Her üretici bu Run Flat lastiklere başka bir isim vermektedir: Bridgestone’nin RFT, Continental’in SSR demesi gibi… Lastikler patlak halde maksimum 80 km yol alabilecek şekilde tasarlanmıştır. çünkü lastik yanakları da lastik tabanı kadar kalın ve dayanıklıdır. Bu lastikleri BMW jantları dışında başka bir üreticinin jantına ya da replika jantlara takamazsınız. Ancak süspansiyonun sertliğinden ve bu lastiklerin sert yanaklarından şikayetçi olanlar BMW jantlarına normal lastik takabilir. 16 inch BMW lastik seti, başka bir otomobilin 17 inch lastik setinden daha sert ve daha stabildir.
– Kapıyı açar kokpite geçersiniz. Burada kalbiniz başka atmaya başlar. Direksiyon simidini “spor direksiyon” paketi ile aldıysanız önünüzde 369 mm çaplı, size karting hissi yaşatacak bir direksiyon vardır. Direksiyonun ideal büyüklüğü, ele oturması, “thumbrest”lerin tasarımı, dönüş çapı… her şey mükemmel ayarlanmıştır. Bu direksiyona alıştıktan sonra mesela AMG paketli Mercedes C 180’in mükemmel direksiyon simidi bile insana büyük geliyor. Her konuda karşılaştırma mümkün ancak direksiyon konusunda BMW’nin premium üreticiler arasında rakibi yoktur.
– Anahtarı E87’de yuvasına takarsınız, F20’de vites kolunun önündeki boşlukta bulunan yere yerleştirmeniz yeterlidir. “Start stop engine” düğmesine basmak, geleneksel otomobillerde kontağı açmak ile aynı anlama gelir. Bu sırada araç hoparlörlerinden çekici bir ses yükselir: Sanki kınından çekilen kılıcın sesi gibi… Ayağınız otomatik şanzımanlı modellerde fren pedalında, manuel şanzımanlı modellerde debriyaj pedalında ilen “start stop engine” düğmesine tekrar basarsanız motor çalışmıştır. Araç çalışınca Xenon farlar ince bir ayar yapar, dışarıdaki bu gösteriyi karşıdaki ışık huzmesinden izleyebilirsiniz.
– E87’de kokpitin üzerinde ortadaki havalandırma kanalları arasında bulunan, F20’de ise vites kolunun sol tarafına yerleştirilmiş “DTC” tuşuna basmanız ve “Dynamic Traction Control activated” yazısını görmeniz, aracın arkasını kontrollü şekilde savurabileceğiniz anlamına gelir. DTC tuşu 2 kademelidir ve 1 kez basıldığında özellikle kar, buz, kum gibi kaygan ve gevşek zeminlerde sınırlı patinaja izin vererek ideal çekiş sağlar.
– F20’de vites kolunun soltarafında bir tuş daha vardır: Üzerinde 1 ucunda Sport ve diğer ucunda Eco Pro yazan 2 yönlü bir tuş (“Driving experience control” button) Bu tuş ile ilgili buraya bir şey yazmayacağım (kendi başlığında anlatmak daha uygun ve dahası bu tuşun aracın karakteri üzerindeki etkisini deneyimlemek gerekiyor.)
Şu kadarını söylemek mümkün, “Eco Pro” seçeneğinde BMW “Bruce Banner” gibi akıllı, sakin ve kararlı ilerlerken “Sport” seçeneğinde “Hulk”a dönüşüyor.
Bu arada, “116-136 HP gücünde bir otomobil ne kadar BMW olabilir?” diyenler için:
F20’nin turbo motorunda erken gelen tork bütün işi bitiriyor. E87 ise bunu devirlenerek yapıyor. Hem E87’de hem de F20’de, doğru zamanda doğru vitese geçildiğinde sürüş keyfine doyulmuyor. Manuel şanzıman gerçekten mükemmel. Gücünden kaybetmeden senkronik olarak bir sonraki vitese geçmek ve debriyajı her bıraktığınızda arkadan gelen yumuşak itişleri ve direksiyonun direkt yönlendirmesini hissetmek kompakt sınıfta sadece bu otomobilde var. Otomatik şanzıman ise hem gerçek bir “tork konvertörlü” şanzıman, hem de motor ile daha uyumlu çalışan bir benzeri yok.
BMW 1 Serisi, önemli olanın motor gücü ya da 0-100 km, maksimum hız gibi kağıt üzerindeki değerler olmadığını anlatan ve çok sağlam bir hikayeye ve altyapıya sahip özel bir otomobil.
“Hala” yazacak çok şey var…
BMW 1 Serisi detaylarda gizli…
Otomobil böyle bir şey…
BMW böyle bir şey…
Bu arada neden mi türünün tek örneği? BMW 1 Serisi, C Segmenti’nin (kompakt sınıf’ın) tek arkadan itişli otomobili.