Kendini Bulmak: BMW 116d EfficientDynamics (F20)
İstanbul’dan Bursa’ya kendimi bulmaya bir yolculuk… Dönüş gecesi ise BMW 116d EfficientDynamics kendini buldu ve 225 km’lik yolculukta 3.9 lt / 100 km yakıt tüketerek beni kendine aşık etti! BMW […]
İstanbul’dan Bursa’ya kendimi bulmaya bir yolculuk… Dönüş gecesi ise BMW 116d EfficientDynamics kendini buldu ve 225 km’lik yolculukta 3.9 lt / 100 km yakıt tüketerek beni kendine aşık etti! BMW […]
İstanbul’dan Bursa’ya kendimi bulmaya bir yolculuk… Dönüş gecesi ise BMW 116d EfficientDynamics kendini buldu ve 225 km’lik yolculukta 3.9 lt / 100 km yakıt tüketerek beni kendine aşık etti!
BMW 116d EfficientDynamics, bir otomobilin tam olması gerektiği yerde duruyor: Bunu sağlayan da EfficientDynamics programı, BMW geleneklerine sadık arkadan itişli şasisi ve mükemmel motor konfigürasyonu.
1385 kg ağırlığındaki arkadan itişli bir otomobilde 3.9 lt / 100 km tüketim! Bu tüketim rakamı Pazar gecesi saat 00:30-03:30 arasında 76.6 km ortalama hız ile yakalandı (özel durumlar ve yaz mevsimi dışında, bu yolun en boş olduğu zaman dilimi Cumartesiyi Pazar’a bağlayan gece saat 01:00-05:00 arasıdır)
Yol üzerinde Yalova – İzmit arasında sahil şeridi boyunca yokuşsuz düz bir asfaltta ilerlersiniz ancak, yol üzerindeki Çiftlikköy, Taşköprü, Tavşanlı, Altınova, Karamürsel, Değirmendere ve Gölcük gibi birbiri ile sınırı anlaşılamayan kesintisiz yerleşim yerlerinden geçerken onlarca trafik lambasına takılırsınız (Her dur kalk ve hızlanma yakıt tüketiminin artması demektir) Bu trafik lambalarının büyük bölümü geceleri pasif hale gelir ve yanıp sönen sarı ışık, durmadan geçmenize izin verir. Bu yüzden bu zamanı seçtim.
Güzergahta 3 önemli tırmanma var: Dürdane tepesi, Yalova tepesi ve İzmit – Hereke arasındaki rampalar. Bunun dışında otomobili zorlayan yokuşlar yoktur. Araç bu yokuşlarda 5. viteste, yolun kalan bölümünde 6. viteste 1.200 – 1.700 devir arasında kullanıldı.
BMW 116d ED, “Gelişmiş Gösterge Paneli” ile size tüm verileri izleme imkanını veriyor: Orta konsolun üzerinde bulunan ekrandan “ortalama tüketim”i, hız göstergesi ve devir saati arasında kalan yol bilgisayarından “anlık tüketim”i, devir saatinden ise aracın “1.500 devir” düzeyinde kalmasını takip ederek aracı olabildiği kadar stabil kullanmaya ve gaza az ve sabit olarak basmaya çalıştım.
Otomobilde 2., 3. ve 4. vitesler kısa oranlı seçilmiş ve dinamik hızlanmalar sağlıyor. 5. ve 6. vitesler ise çok uzun oranlı. 6. vites sadece stabil sürüşler için ve bu viteste aracı hızlandırmak için gaza yüklenmek boş yere aşırı yakıt tüketimine neden oluyor. Hızlanma için 5. vitese düşmek daha iyi, etkili hızlanma için ise 4. vitese inmek şart.
Otomobil 5. viteste 1.000 devirde 55 km/h, 2.000 devirde 100 km/h, 3.000 devirde 145 km/h, 4.000 devirde 190 km/h yapıyor. 6. viteste ise (tam ekonomi vitesi) 1.000 devirde 65 km/h, 2.000 devirde 125 km/h, 3.000 devirde 185 km/h yapıyor.
Bu otomobil ile son hız denemesi hiç yapmadım, zaten araç “lütfen beni sakin kullan” diye bağıran bir otomobil, ancak aracın 5. ve 6. viteslerinde bir yerlerde “devir kesici”nin devreye girmesi ve aracı sınırlandırması gerekiyor. Çünkü, örnek olarak 6. vites tasarruflu sürüşler için o kadar uzun oranlı seçilmiş ki, BMW 116d EfficientDynamics, 6. vites ile ilerlerken her 1.000 devir artışında 60 km/h hız kazanıyor ve aracın 4.000 devirde 245 km/h hıza ulaşması gerekiyor, hatta devir saatinde de daha çok yol var (kırmızı bölge otomobil dizel değil de benzinliymiş gibi 5.500 devir’de başlıyor.) Bu nedenle 3.000 – 4.000 devir arasında bir noktada devir kesici devreye giriyor.
Motorun “günlük kullanıma uygunluk” konusunda 2 eksiği var. Bunun dışında motor için “mükemmel” demek gerekiyor:
1. Motor rölantide traktör gibi çalışıyor, fazla gürültülü hissettiriyor ve sesi akustik olmaktan uzak.
2. Motor ilk kalkışlarda stop etme eğilimi gösteriyor(du). Bu N47D16 dizel motorun 1.100 devire kadar olan turbo boşluğundan kaynaklanıyor. İlk kalkışta araç stop eder gibi oluyor ve gaz pedalına biraz daha yüklenmeniz gerekiyor. Servis ziyaretleri sırasında yazılım düzeltmeleri ile bu eksiklik gideriliyor: Ayağınız gazda olmasa bile, debriyajdan ayağınızı kaldırdığınızda motor, devrini +200 devir yukarıya çekiyor.
N47D16, BMW’nin 2007 yılında üretime aldığı 2.0 litrelik N47D20 üzerinden geliştirilmiş bir makine. BMW 320d ve BMW 520d’de kullanılan 2.0 litrelik N47 motorda, yerini aldığı önceki nesil M47’den farklı olarak krank miline entegre edilmiş sağlı ve sollu çift denge mili kullanılmıştır. Kullanılan 2 denge mili ile N47 daha sarsıntısız ve titreşimsiz çalışan yumuşak karakterli bir motor haline getirilmişti. Denge milleri dişliler ile krank miline bağlıdır, krank milinden güç alırlar ve motor devir çevirdikçe krank mili dönerken krank milinin ters yönünde dönerler. Başka bir deyişle, denge mili de motor devri ile aynı hızda ancak krank milinin (motor devrinin) ters yönünde dönmektedir. Bu ters hareket krank milinin dönüşü kaynaklı oluşan atalet kuvvetini ters atalet ile dengelemektedir. Böylece denge mili motordaki vibrasyonları azaltır ve motorun sarsıntısız şekilde çalışmasını sağlar.
N47 motorun 1.6 litrelik versiyonu olan ve BMW 116d EfficientDynamics için geliştirilen N47D16’da ise bu denge milleri yoktur. Bu yüzden de 116d vites kolunda dahi hissedilen titreşimler yayıyor. 1.6 litrelik N47D16’nın 2.0 litrelik N47’den bir diğer önemli farkı da motorda kullanılan solenoid (manyetik) enjektörlerin 1.600 bar ile püskürtme yapmasıdır (2.0 litrelik motorda piezoelektrik enjektörler bulunuyor)
Birer “maliyet tedbiri” olan bu zayıflıklar kenara bırakıldığında N47D16 motor işini mükemmel yapıyor.
N47D16 motorun bu başarısı ve verimliği, Toyota’nın da bu motoru kullanmasını sağladı. N47D16 motorlu ilk Toyota bir Verso oldu ve 2014 model olarak yollara çıktı. Motor diğer Toyota modellerinde de kullanılmaya başlanabilir.
(N47D16 motorun Toyota tarafından kullanılması, aslında uzun vadeli bir “BMW – Toyota işbirliği”nin ilk aşaması ve bu kısa vadede Toyota’ya, uzun vadede ise BMW’ye faydalı olacak. Önümüzdeki 50 yıllık dönemde fosil yakıtlardan elektrikli motorlara bir geçiş yaşanacak ve bu geçişte Toyota kısa vadede BMW’nin benzinli ve dizel motorlar ve verimlilik yönetimi programları konusundaki uzmanlığından faydalanmak, BMW ise uzun vadede Toyota’nın Hybrid ve elektrikli modeller ile bataryalar konusundaki çalışmalarından faydalanmak istiyor.)
Bu deneyimi aktardıktan sonra, teknik olarak bakıldığında BMW 116d EfficientDynamics;
1. Dünyanın en gelişmiş “verimlilik yönetimi” programı ile donatılmış (EfficientDynamics verimlilik, tasarruf ve çevre koruma programı)
2. Teknik olarak bir performans otomobili alt yapısına sahip (%50:50 ağırlık dağılımı, ön aksın arkasında uzunlamasına yerleştirilmiş motor ve arkadan itiş, direkt direksiyon sistemi, amortisör kule gergileri ile rijitliği arttırılmış karoser) (Bu özellikleri ile C segmentinde [kompakt sınıfta] tektir)
3. Makul performansı düşük yakıt tüketimiyle verebilen (3.8 lt / 100 km “gerçek” tüketime sahip 260 Nm tork veren bir motor)
4. İster motor hacmine dayalı olsun, ister egzos emisyonlarına dayalı olsun, vergilendirmede düşük vergi diliminde bulunan (Akdeniz ülkelerinde 1.6 litre altı, Kuzey Avrupa’da 99 gr/km Co2 ile “tax free”)
5. Premium bir üreticinin badge’ini, kimliğini ve teknolojilerini taşıyan
6. Tüm bunları erişilebilir bir fiyattan sunan
tek otomobildir.
Otomobilin Türkiye pazarında satışa sunulması distribütör için bir “zorunluluk”, tüketiciler için ise “şans”tır. Normalde BMW, 116d modelini Avrupa pazarında, BMW 120d ve 320d modellerinde kullanılan 2.0 litre N47D20 motor ile sunuyor, ancak bu motorun gücü ve egzos emisyonları düşürülmüş ve bu motor 116d’de 184 hp yerine 116 hp üretiyor.
Ancak BMW, egzos emisyonları 100 gr/km Co2’nin altında bir model hedefleyerek 116d EfficientDynamics’i 1.6 litrelik bir dizel motorla (N47D16) sundu. Otomobil 99 gr/km Co2 salınımı ile özel bir araç (Avrupa’da 100 gr/km’nin altında Co2 salınımına sahip araçlar Türkiye’deki MTV muadili vergilerden muaf kalıyor)
2.0 litre motorlu herhangi bir BMW 1 Serisi, dizel ve otomatik şanzımanlı da olsa Türkiye’de iyi satış rakamlarına ulaşamayacaktı. Otomobilin 1.6 litre hacimli bir motor taşıması, Türkiye için çekici olmasını sağladı. Ama BMW, otomobile 1.6 litre motoru entegre ederken, Türkiye pazarını değil, EfficientDynamics programını ve emisyonları düşünmüştü, global düşünmüştü (Bu durum Türkiye ve Yunanistan için 1.6 litre motorla donatılan Mercedes C180’in (W204) ya da BMW 520i’nin (F10) durumundan oldukça farklıdır)
Yine aynı şekilde otomobilin sadece 6 ileri manuel şanzımanla sunulması ve otomobilde daha ağır olan ve tork konvertörü ile motordan biraz güç çalan 8 ileri otomatik şanzımanın kullanılmaması da, bunun ED’nin doğasına aykırı olmasından kaynaklanıyor. Dizel otomatik bir versiyonun benzinli satışlarını etkilemesi riski doğrudur, ancak asıl neden ED paketi ile böyle bir şanzımanın tezat oluşturmasıdır.
(Manuel şanzımanın 6. vitesi ve son dişli, çok uzun oranlı olarak ayarlanmış. Otomobil 6. viteste 1.600 devirde 100 km/h yapıyor. Güncel olarak diğer üreticilerin dizel modellerinde bu kadar uzun ve bu kadar tasarruf odaklı bir 6. vites oranı bulunmuyor.)
“Volvo V40 D2”yi inceleyelim: 1.6 litre dizel motorlu bu otomobil 115 HP gücünde, 270 Nm tork üretiyor. 6 ileri manuel şanzımanlı. 1381 kg ağırlığında. Bir de “Volkswagen Golf 7 BlueMotion” var: 1.6 litre dizel motorlu bu otomobil de 105 HP gücünde ve 250 Nm tork üretiyor. 5 ileri manuel şanzımanlı. 1315 kg ağırlığında (Volkswagen Golf 7, rakiplerinden yaklaşık 100 kg hafif olmasını yeni MQB platformuna borçlu)
Her 2 otomobil de en yüksek viteslerinde 1.800 devirde 100 km/h yaparken, 1385 kg ağırlığındaki BMW 116d ED bunu 1.600 devirde gerçekleştiriyor.
(Önemli not: Burada bu modeller “kötü”dür demiyoruz. Hiçbir otomobilin hakkını yemeyelim. Sadece verimlilik ve tasarruf potansiyeli karşılaştırması yapıyoruz. Burada kural basittir: Düşük devir eşittir düşük tüketim eşittir düşük devir eşittir düşük gürültü eşittir düşük devir eşittir uzun motor ömrü)
BMW 116d EfficientDynamics’in “abisi” olan BMW 320i EfficientDynamics (F30), standart BMW 320i’den (F30) daha alçak tasarlandı. Aerodinamiği iyileştirmek ve tasarrufu arttırmak için yapılan bu geliştirme, otomobilin aynı zamanda daha çekici görünmesini sağlıyor, ancak aynı şey 116d ED için geçerli değil. Otomobil standart BMW 1 Serisi’nden daha alçak ancak daha az şık görünüyor.
EfficientDynamics donanımı ve kuralları (!) nedeniyle araçta sadece 205 / 55 R 16 lastikler kullanılıyor. Daha geniş tabanlı 225 / 45 R 17 lastik setlerini opsiyon olarak almak mümkün değil (Geniş tabanlı lastikler ve daha büyük inch jantlar, ED’nin doğasına aykırı)
Nedir bu EfficientDynamics?
Nedir bu “EfficientDynamics”? Ona “program” denmesini sağlayan özellikleri nedir? Önce şunu söylemek gerekiyor: ED, halkın erişebileceği bir fiyattan satılan otomobiller tarafından sunulabilen en gelişmiş “verimlilik yönetimi” programıdır. ED’nin getirdiği “önlemler” şunları kapsamaktadır:
– Fren Enerjisi Geri Kazanımı (Brake Energy Regeneration): Alternatör her zaman devrede değildir ve motordan güç çalmaz. Sadece sürücü ayağını gazdan çektiğinde ve motor akışına bırakıldığında ya da frene basıldığında bir “kavrama” alternatörü motora bağlar ve akü şarjı gerçekleşir. Alternatörün oluşturduğu ilave sürtünme, frenler üzerindeki baskıyı da azaltır. Bu sayede alternatör, çekiş gerektiren durumlarda motorun gücünü çalmaz, performans korunur ve tüketim azalır (Bunun tek bir istisnası vardır: Akü uzun zaman kullanılmadıysa ve şarj seviyesi minimum seviyenin altına düştüyse, motor çekişte olsa da şarj gerçekleşir)
– Elektrikli Direksiyon (Electric Power Steering): Geleneksel hidrolik direksiyon sistemlerinde, motordan bir kayış ile güç alan direksiyon pompası, direksiyon sistemine destek sağlar, ancak sürekli devrededir ve direksiyon simidi çevrilse de çevrilmese de motordan güç çalar. Elektrikli direksiyon sistemi motordan güç çalmaz ve direksiyona destek olan elektrik motoru sadece direksiyon simidi çevrildiğinde çalışır.
– Eco Pro Sürüş Modu (Eco Pro Mode): Vites kolunun sol tarafında bulunan “Driving Experience Control” isimli 2 yönlü bir tuş tarafından kontrol edilen ve “önleyici sürüş” (pre emptive driving) prensibine dayanan bu sürüş seçeneği, motora yakıt akışını kısarak, gaz pedalı tepkilerini, direksiyon tepkilerini, vites değiştirme hızını yavaşlatarak ve iklimlendirme sistemi gibi motordan güç çalan ünitelerin enerji tüketimini optimize ederek tasarruf sağlar. Gaz pedalına tam yüklenseniz de araç sakin şekilde hızlanır. Bunu sürücü için eğlenceli hale getirmek için 2 yol izlenir: 1. Sürücünün Eco Pro modunu kullanması sonucu tasarruf ettiği yakıt ile gidebileceği ilave (bonus) km miktarı yol bilgisayarında anlık olarak gösterilir. 2. Sürücünün tasarruflu sürüş yapması için “sürüş önerileri” görüntülenir (Otomobil 130 km/h’yi geçtiğinde gazdan ayağın çekilmesini önermesi gibi…)
– Yelkenli Modu (Coasting): Eco Pro sürüş seçeneğine geçildiğinde, ayak gaz pedalından çekilirse, motor kompresyonunun (motor freninin) aracı yavaşlatmasını engellemek için motor ile tekerleklerin ilişkisi kesilir. Burada amaç sürtünmeyi en aza indirerek, “süzülen” aracın olabildiği kadar uzun mesafe kat etmesini sağlamaktır. Bir güvenlik önlemi olarak, sürücü fren pedalına bastığında motor kompresyonu tekrar devreye girer (Otomobilin “Coasting” moduna geçtiğini, ayağınızı gazdan çektiğinizde, otomobil hızını korurken, motor devrinin rölantiye inmesinden anlayabilirsiniz. Aynı boş vitese alınmış bir araç gibi.)
– Vites Değiştirme Önerileri (Optimum Shift Indicator): Araç “Gelişmiş Gösterge Paneli”ne sahipse devir saatinin altında anlık tüketim göstergesi içerisinde, normal gösterge paneline sahipse yol bilgisayarı ekranında ideal vites seçeneği gösterilir.
– Twin Power Aşırı Besleme (Twin Power Turbo Technology): Twin Power sistemi, direkt benzin enjeksiyonu, turbo besleme ve valvetronic kombinasyonundan oluşmaktadır ve günümüzün “downsizing” uygulamaları içerisinde en başarılı örneklerden biridir. Motor maksimum torkunu 1250 devir düzeyinde verir. Başka bir deyişle rölantiden hemen sonra motorun tüm çekiş gücü hazırdır. Bu, geleneksel atmosferik motorlardan en önemli farkıdır. İstendiğinde tasarruf istediğinde yüksek performans verebilmektedir.
– Start Stop Sistemi (Auto Start Stop Function): Manuel şanzımanlı modellerde şanzıman boş vitese alınıp ayak debriyajdan çekildiğinde, otomatik şanzımanlı modellerde ayak fren pedalında iken yapılan beklemelerde motoru durdurur. Kısa süreli beklemelerde yakıt tüketimini önler.
– Araç Önü Hava Perdesi (Air Curtain – Luftklappensteuring): BMW böbrekleri (radyatör ızgarası) arkasında, yatay ve birbirine paralel olarak yerleştirilmiş kapakçıklar vardır. İlk çalıştırmalarda motorun ideal çalışma sıcaklığına ulaşması için kapakçıklar kapanarak motor bölmesine hava akımı girişini keser. Soğuk motorun hızla çalışma sıcaklığına çıkması ve bu sırada gerçekleşen yüksek tüketimin düşürülmesi sağlanır. Türkiye’ye gelen 116d ED modellerinde Luftklappensteuring yoktur (?) Bunun yerine BMW böbreklerinin alt yarısı siyah plastik bir malzeme ile kapatılmıştır.
Tüm bu önlemleri motor içi sürtünmeleri azaltan sıvıların kullanımı (düşük viskozitedeki motor yağları) ve düşük yuvarlanma dirençli lastikler tamamlıyor. BMW bütün bu teknolojileri tüm modellerinde standart olarak kullanıyor.
Bir not: İstanbul – İzmir otoyolu (Otoyol 33) çok hızlı ilerliyor. Birçok yerde viyadüklerin ayakları dikildi, hatta asfalt bile döküldü. Bunun anlamı, yazıda geçen Dürdane tepesi de, Yalova tepesi de bir zamanların Bolu Dağı gibi tarihte kalacak ve virajlı tırmanmalı yollar otobana yenik düşecek.
Ayrıca, BMW 1 Serisi hakkında detaylı bir analiz için buradan devam edebilirsiniz.