100 cm3 motor hacminin neleri değiştirebileceğini anlatan otomobil o… Ford Fiesta 1.5 TDCi ECOnetic TECHNOLOGY, 1.5 litrelik dizel motoruyla ve şasisiyle Ford’un referans olarak görmesi ve üzerine yatırım yapması gereken bir modeli.

Normalde küçük otomobilleri (A segmenti ve B segmenti otomobilleri) sevmek zordur. Küçük boyutlu olarak “bilinirler” ama artık oldukça büyükler: Örnek olarak güncel (5. kuşak) Volkswagen Polo (Mk5 6R) ilk Volkswagen Golf’den daha büyük boyutlara sahip. Ayrıca bu otomobiller artık kimlik bunalımı yaşıyorlar: Otoyollar için hem performansları ile hem de yere sağlam basamayan şasileriyle hala “küçük”ler. Şehirlerde ise kıvrak manevralar ve park yerleri için boyutları sınıra yaklaştı ve pratik olma özelliklerini kaybetmek üzereler. Bir de üzerlerine yapışan “içerisinde bayan var” etiketi işi daha da zora sokuyor.

Ama bazen istisnalar oluyor. Hem de çok sağlam istisnalar: Ford Fiesta 1.5 TDCi ECOnetic TECHNOLOGY ise kendisine bu yazıyı yazdıracak istisnai özelliklere sahip bir B segmenti otomobil.

2008 yılından beri yollarda olan Mk6 Ford Fiesta, 2013 yılındaki makyajla yeni bir 1.5 litre dizel motorla donatıldı. Bu motor ile, Fiesta 1.5 TDCi ECOnetic TECHNOLOGY, Ford’un “başyapıtı” olan bir üst sınıftaki Ford Focus dahil tüm modelleri için referans olarak alması gereken önemli özelliklere sahip.

Aracın “en iyi” yerinden başlayalım. ve bunu yaparken, hikayeye birbiri ile bağlantılı 3 soruyu sorarak başlamak gerekiyor:

1. “100 cm3 motor hacmi bir otomobilde neyi değiştirebilir?”

2. “Ford, 1.6 ve 1.4 litrelik dizel motorlarının arasına 1.5 litrelik yeni bir dizel makineyi neden koyar?”

3. “100 cm3 fark derken, hangi motorla karşılaştırmalı? 1.6 litrelik motorla mı? 1.4 litrelik motorla mı?”

1.5 litrelik yeni dizel motor tek kelimeyle mükemmel.

Kaputu açınca, gördüğünüz manzara etkileyici: 1.5 litrelik motor ve hemen önündeki turbo, kaput altında motor için ayrılan boşluğun tamamının doldurmuş. Küçük sınıf otomobillerde böyle bir manzaranın etkisini en iyi 1994 – 2002 arasında üretilen 1.9 litre turbo dizel motorlu 6N kasa Volkswagen Polo’yu kullanmış olanlar anlayacaktır.

Buradaki “küçük ve hafif karoser + yüksek tork” kombinasyonu kulağa iyi geliyor. Ama daha fazlası var. Bunun için bu yeni 1.5 litrelik yeni TDCi motorun özelliklerine ve aracın bagaj kapağına yapıştırılan “ECOnetic TECHNOLOGY” yazısının anlamına bakmak, biraz daha derinlere inmek gerekiyor.

Ford’un pazarlama konusundaki acizliğini ve teknolojileri için isim bulma konusunda ne kadar yaratıcı (!) olduğunu kimse inkar edemez. “TDCi” gibi aklıda kalması zor uzun bir kısaltma, benzinli motorlara “Duratec” dizel motorlara “Duratorq” denerek ne anlatılmak istendiği, şanzımanlara “Durashift” isminin verilmesi… gibi örnekler var elimizde. Ford pazarlama dünyasında bir kısır döngü içerisinde gidiyor (“süreklilik” anlamına gelen bir kelimenin (duration) hemen her Ford teknolojisine yapıştırılması güzel ama insanlarda bıraktığı etki ve akılda kalıcılığı aynı derecede iyi değil)

Örnek olarak, herkes, çift kavramalı şanzımanı DSG olarak biliyor, modern Common Rail dizel motorları “TDI” kısaltmasından tanıyor. Hem de eski Yıldız Pompa (Pumpe Düse) teknolojisini bırakıp Common Rail’e en son geçen üreticinin Volkswagen olmasına rağmen. Akılda hep Volkswagen kısaltmaları kalıyor…

Ford uzun zamandır PSA Grubu (PeugeotCitroen) ile beraber geliştirilmiş “tiger” isimli dizel motorlar kullanıyor. Fiesta’da daha önce 1.4 litrelik bir dizel motor (DLD-414) kullanıyordu. Focus’da ise yine PSA Grubu (PeugeotCitroen) ile beraber geliştirilmiş DLD-416 kodlu bir dizel motor sunuyordu.

Yeni 1.5 litrelik motor, Focus’da bulunan 1.6 litrelik DLD-416’dan devşirme. 1.6 litrelik motorun çapı 75 mm x strok’u 88.3 mm. Ford bu motorun strok’unu değiştirmeden, silindir çapını 73.5 mm’ye düşürmüş.

1.6 litrelik motorun Focus’da, yazılım ve turbo basınçlarına göre 95 HP ve 115 HP’lik 2 versiyonu var. Bu versiyonlar sırasıyla 230 Nm ve 270 Nm tork üretiyor. Co2 emisyonu ise 117 gr/km.

1.5 litrelik küçültülmüş motor ise Fiesta’da 75 HP güç ve 185 Nm tork üretiyor. Ama azalan güç ve tork, kayıp değil kazanç olarak geri dönüyor. Ford Fiesta 1.5 TDCi ECOnetic TECHNOLOGY, 98 gr/km Co2 emisyonu ile 100 gr/km Co2 sınırının altına iniyor ve tüketimi de ortalama 3.7 litre / 100 km.

Peki örnek alınacak ne var? Fiesta 1.118 kg ağırlığında ve hatchback hali ile 1.344 kg olan Focus’dan 200 kg daha hafif (sedan Focus 1.350 kg) Tasarrufun yolu sadece “downsizing” ile geliştirilmiş verimli motorlardan ve uzun şanzıman oranlarından değil, aynı zamanda hafif karoserden geçiyor. 1.5 litrelik dizel motor, 1.118 kg karoserin içerisinde hem çok ekonomik hem de fazlasıyla hareketli.

Volkswagen’in MQB platformu ile (modularer querbaukasten) Golf’ü 100 kg hafiflettiği gibi, Ford’un ve diğer üreticilerin de kompakt modellerini benzer bir geliştirme ile hafifletmesi gerekiyor. İşte Fiesta bu hali ile bunu anlatıyor.

Bu yeni 1.5 litrelik dizel motor ile daha önce sunulan 1.4 litre 67 HP’lik motor arasında dağlar var: Çalışma karakterinden, güç dağılımına ve daha önemlisi gürültü düzeyinden, tüketime ve Co2 emisyon değerlerine kadar motor bugüne kadar Ford’un sunduğu en harika dizel makine.

Motor atmosferik gibi çalışıyor, hiç turbo boşluğu (turbo lag) yok. Hangi viteste olursanız olun uyumuyor, hareketlenmek için bir “bekleme süresi”ne ihtiyaç duymuyor, asla zayıflık hissettirmiyor, gaz pedalına dokununca dengeli şekilde hızlanmaya başlıyor. 2.000 devirin altında kullanıldığında inanılmaz yakıt ekonomisi sunuyor (zaten motor 2.000 devir’e ulaştığında gösterge panelinde vites değiştirme [yükseltme] önerisi görüntüleniyor)

Şanzıman 5 ileri vitesli, kullanırken “6. vites de sunulabilirdi” diyorsunuz.

1.118 kg ağırlığındaki bir otomobilde 185 Nm tork sunulması, her yol şartında mobilite garantisi getiriyor. Yalnız tek bir sorun var: Otomobilde çok belirgin bir “torque steering” var. Direksiyonu açıyla tutuyorken kalkış yaparsanız ön tekerkler “ileri mi gitsem sağa sola mı gitsem” diye bocalama yaşıyor, araç burnunu bir sağa bir sola çekiyor. Viraj içerisinde gaza basarsanız otomobilin burnu kendisini virajın dışına doğru atıyor.

“100 cm3 motor hacmi bir otomobilde neyi değiştirebilir?” sorusunun cevabı burada: 1.4 litrelik DLD-414’e göre mükemmel verim ve performans, 1.6 litrelik DLD-416’ya göre güç kaybı yaşamadan tasarruf ve daha az emisyon.

Biraz da motor dışında Fiesta’nın nasıl bir otomobil olduğundan bahsetmek gerekiyor: İşte burada, Ford’un hastalıkları ve ayrıca araştırma geliştirme paralarını nereye harcadığı ortaya çıkıyor.

Ford, “kapaksız yakıt sistemi” isimli bir yakıt donanımı kullanıyor. Sistemin amacı aslında depoya farklı türde yakıt konulmasını engellemek. Çünkü, örnek olarak dizel modele benzin tabancası ile yakıt koymak mümkün değil. Ancak sistemin ne kadar kullanışlı olduğunu “sormak” gerekiyor. Aracın kitapçığında, yıkama sırasında, yıkama tabacasının depo kapağından uzak tutulması ve kapağın su alabileceği uyarısı yazıyor. Ayrıca, yakıtınız biter ve yolda kalırsanız, depoya bu sisteme zarar vermeden yakıt koymanın tek yolu, yine otomobil ile beraber verilen özel bir huniyi kullanmak.

Otomobilin dikiz aynaları“rüzgar yemiş” gibi duruyor, dış uçları otomobilin arkasına doğru sivrildiğinden ve iç köşeleri daha önde kaldığından, aynaları ideal ayarlarına getirdiğinizde, ayna camları ile ayna kapağı arasından içerideki elektrikli mekanizma dışarıdan görülür halde kalıyor.

İç mekana geçildiğinde araç ile ilgili motoru kaynaklı “pozitif” hisler “nötr” hale gelmeye başlıyor: Otomobilin iç mekanında zaman geçirme ve alışma gerektiren unsurlar var: Kapı içlerindeki dörtgen açma kolları bunlardan ilki. Orta konsolun tasarımı da öyle. Ters konumlandırılmış yakıt seviyesi göstergesi de öyle. Gösterge aşağıya doğru baktığından, ilk anda boş depoyu dolu sanabiliyorsunuz. Motor soğutma sıvısı göstergesi bu otomobilde de bulunmuyor, soğutma sıvısının sıcaklığı yol bilgisayarının ekranından takip edilebiliyor. Burada da maliyet tasarrufu yapılmış. Kumanda ve şalterler ile ilgili “olumlu olmayan” düşünceler direksiyon için geçerli değil, direksiyon simidinin çapı küçük, ele otuyor ve kullanımı “rahat”, ancak direksiyon simidi biraz ince kalıyor.

Otomobilde sunulan “Ford Audio” isimli müzik sisteminden “güzel sesler” alabilmek için ayarlarıyla oynamak gerekiyor. (Örnek olarak sistemin standart ayarları “standart” değil ve iyi bir ses almak için Bass ayarını +7’ye, Treble ayarını da -7’ye çekmek gerekiyor) Sistemi biraz denemek, Audi Concert ya da BMW Business gibi sistemlerin ne kadar kaliteli olduğunu anlamanızı sağlıyor.

Otomobilin göstergelerinde “yanıltıcı” olan sadece yakıt seviyesi değil. Hız göstergesi de “fazla” gösteriyor: Otomobilde 220 km’lik bir kadran var, otomobil hızlandıkça ve devir saati yükseldikçe hız göstergesi daha büyük bir aralıkla ilerlemeye başlıyor. Otomobil 5. viteste 1.500 devirde 75 km/h, 2.000 devirde 95 km/h 2.500 devirde 115 km/h yapıyor. 3.000 devire gelindiğinde ise gösterge 145 km/h’ye ulaşıyor.

Göstergedeki bu sapma 120 km/h aşıldığında hissediliyor ve düşük viteslerde ve düşük hızlarda yok (Otomobil 3. viteste, 1.500 devirde 40 km/h, 2.000 devirde 55 km/h 2.500 devirde 70 km/h, 3.000 devirde 85 km/h yapıyor. 4. viteste ise, 1.500 devirde 40 km/h, 2.000 devirde 55 km/h 2.500 devirde 70 km/h, 3.000 devirde 85 km/h yapıyor.)

Ford’un da bir verimlilik yönetimi, tasarruf ve çevre koruma donanımı var. Ford buna “ECOnetic TECHNOLOGY” adını veriyor. ECOnetic TECHNOLOGY de, BMW’nin “EfficientDynamics” programı gibi bir dizi “tedbir”i kapsıyor ancak Fiesta’da bu sadece arka bagaj kapağının soluna yapıştırılan bir yazı olmaktan öteye gidemiyor. Bu donanımlar Fiesta’da yok.

Diğer taraftan, otomobil bu haliyle bile çok ama çok tasarruflu. 5. Viteste 2.000 devir’de 95 km/h yapan otomobil, bu devri aşmadığınız sürece 3.4 litre / 100 km tüketiyor. Otoyol kullanımlarında ise tüketim 4.4 litre / 100 km’ye çıkyor.

Otomobilin sürüş sırasında arka camları düşüyor. Başlayan rüzgar sesini farkedip arka camları kontrol ettiğimde 1 cm kadar aşağı indiğini gördüm. Kapatıp yola çıktıktan birkaç dakika sonra aynı şey yine oldu, ve yine oldu… (Belki de bu durum sadece bana verilen otomobilde vardı)

Şimdi sıra geldi 2 önemli “acı gerçek”ten bahsetmeye:

Birinci acı gerçek Ford Fiesta’nın mevcut ve potansiyel müşterilerinin yüzünü güldürecek türden: 195 mm tabanlı lastikleriyle bu otomobil, bir üst segmentteki bir çok araçtan, örnek olarak Toyota Auris ve Renault Megane’den daha iyi yol tutuyor. Otomobilin ve şasisinin size verdiği “yere basma” hissini görünce, Ford’un araştırma ve geliştirme bütçesini nereye harcadığını çok iyi anlıyorsunuz.

İkinci acı gerçek ise üzecek türden: Tüm bu olumlu ilerlemelere rağmen, daha araca ilk bindiğiniz anda kontak anahtarı yuvasının Renault 12 (Toros)’den farklı olmadığını gördüğünüzde, amortisörü olmayan kaputu açıp kaputu sabitlemek için çubuğu aradığınızda, silecek suyu kabı kapağının pet şişe kapağından farklı olmadığını farkettiğinizde, 2. değil 3. sınıf plastikten üretilmiş yağ çubuğu ile yüzleştiğinizde ya da motor kaputu kapandığında çıkan “teneke” sesini duyduğunuzda, O’nun neden bir Ford olduğunu ve neden asla bir Audi ya da BMW olamayacağını anlıyorsunuz.

Yine de: Ford Fiesta 1.5 TDCi ECOnetic TECHNOLOGY, üretim amacına ulaşmış, görevini çok iyi yerine getiren bir otomobil. Küçük sınıfın en etkileyici otomobili.