İtalyan yönetmen Sergio Leone’nin, o dönemde henüz adı sanı duyulmamış olan Clint Eastwood ile çektiği Bir Avuç Dolar ve takip eden 2 devam filminden oluşan üçleme 1960’ların sonunda ortalığı karıştırdı: İtalyanlar, Vahşi Batı’yı anlatan ve o zamana kadar doğal olarak Amerikalıların tekelindeki Western film piyasasını altüst etmişti. Leone’nin hikayeleri farklı bir tarzdaydı: Filmlerin Eastwood tarafından canlandırılan “isimsiz” kahramanı (daha doğrusu anti-kahramanı) alışılmışın tersine silahından çok aklını kullanıyor, hiç gülmüyor, ve hatta dayak yiyordu. ABD endüstrisi, bu İtalyan türünü ciddiye almadı ve alay etmek için “Spaghetti Western” adını verdi. Ancak filmler kült haline geldi. Bugün Western denilince, Leone’nin filmleri yüzlerce ABD yapımının önüne geçmiş birer klasik olarak kabul görüyor… İtalyanlar Amerikalılar’a film çekmeyi hem de Western filmi çekmeyi öğretmişti, bu kez 21. yüzyılda ise daha büyük oynayıp Jeep yapmaya karar verdiler.

Teknolojik gelişmelerin savaş dönemlerinde hızlandığını biliyoruz. Tarafların “varolma mücadelesi” ve bunun yarattığı zorlayıcı şartlar ile rekabet teknik gelişmelere hız veriyor. Elimizde böyle bir çok örnek var. Günlük yaşamımızda kullandığımız bir yığın teknoloji de savaş dönemlerinde doğdu. Arazi yeteneğine sahip seri üretim ilk aracın, Jeep’in ortaya çıkışı da yine savaş şartları içerisinde olmuştur.

2. Dünya Savaşı’na girme kararı alan ABD yönetimi, orduda kullanılan ve 1. Dünya Savaşı’ndan kalan araçlar için hızlı bir yenileme operasyonu başlattı. Askeri standartları karşılayabilecek yetenekler ile donatılmış bir “arazi keşif aracı”na ihtiyaç vardı. Savaş döneminin yarattığı baskı altında, ilk aracın üretimi için ABD yönetimi sınırlı bir zaman verdi: İlk Jeep, Bantam firması tarafından 2 aydan daha kısa bir sürede üretildi. Bu anlamda Jeep’in ve Devrim’in ortaya çıkışı benzerlikler taşır. Her 2 aracın üretimini devlet yönetimi talep ediyor ve özel şartlar altında çok sınırlı bir zaman tanıyordu. Aralarındaki fark ise ilkinin sivil yaşamın bir parçası olarak efsane haline gelmesi, diğerinin ise tarihte kaybolup gitmesidir.

2. Dünya Savaşı sona erdiğinde, Jeep sivil hayata geçerek daha geniş kitlelerin erişebileceği bir araç haline geldi. Bu dönüşümü yaşarken de, askeri alanda bir hizmet aracı olarak görev yaparken sahip olduğu yeteneklerini kaybetmedi ve bir süre sonra hem tasarımı hem de teknik özellikleri ile bir ikon haline geldi. Jeep, bu özelliği ile Land Rover başta olmak üzere birçok araç için de ilham verici oldu.

1987 yılında Jeep’leri üreten AMC firması Chrysler tarafından satın alınınca, Jeep’in marka hakları da Chrysler’e geçti. 2007 yılına gelindiğinde, modeller Chrysler’e tamamen entegre olmuş, AMC’den miras kalan motor ve karoser parçaları değişmiş, AMC’nin izleri silinmişti. Jeep bugün Chrysler grubu (artık İtalyan sahipliği ile Fiat Chrysler Automobiles) altında SUV-crossover araçlar üreten bir marka olarak konumlandırılmış durumda. Geçmişinde de sadece yetenekli arazi araçları üretti. Dahası, “Jeep” bir marka ya da trademark olmanın ötesine geçerek, bir çok ülkede SUV kelimesi yerine kullanılan bir Jenerik Marka (generic) haline geldi, SUV kelimesinin yerine geçti. Tüm bu satın alma operasyonlarına rağmen ise 7’li ızgaradan oluşan marka yüzü ve Jeep logosu hiç değişmedi.

Jeep, birçok üreticinin yaptığını yapıyor ve farklı sınıflarda araçlar üreterek modellerini zenginleştiriyor. 2014 yılında gelen Renegade, Jeep’in en küçük SUV’u, ancak Jeep’in standartlarına ve yeteneklerine sahip. Ancak diğer taraftan, bu araç da Fiat sahipliğinin etkisi altında Fiat altyapısı ve teknolojileri ile üretiliyor.

Karoser: Bir Benzin Bidonu Neler Yapabilir?

Kuzey Amerika’nın Vahşi Batı olduğu dönemleri anlatan Spaghetti Western filmleri sınırlı bütçeleri nedeniyle lokasyon olarak Amerika’da değil İspanya’da ve İtalya’da çekilirdi. Yine aynı şekilde bu Jeep de İtalya’da üretiliyor. Renegade, Jeep’in Amerika toprakları dışında üretilen ilk SUV’u olma özelliğine sahip.

Renegade’nin bu ilk kuşağına kasa kodu olarak BU ismi verilmiş. BU SERIES kodu kaput altında sol çamurluğun iç tarafına yapıştırılan etikete büyük harflerle yazılmış.

Karoserin “kutu” gibi görünen köşeli formu ise bir Fiat girişimi olmaktan çok Jeep karakterinin parçası: Jeep’in çok daha yüksek bir fiyat etiketine (x3 kat) sahip Wrangler modeli de, gruptaki Dodge modelleri de aynı köşeli karoser formunu kullanıyor. Garip bir şekilde, Renegade’nin ikizi olan ve aynı tesiste üretilen Fiat 500X ise aşırı yuvarlak hatlara sahip. Biraz da bu yüzden, ilk görüldüğünde 500X olduğundan küçük algılanırken, Renegade daha büyükmüş gibi görünüyor.

Renegade’nin zemini yerden 17,5 cm yükseliğinde. 3 donanım seviyesinden en üstünü olan ve Renegade’yi Trail Rated bir arazi aracı haline getiren Trailhawk donanım seviyesi ise biraz daha yüksek tasarlanmış (22 cm).

Fiat altyapısına sahip Renegade’de, ikonik bir dış tasarım yaratmak ve otomobilin Fiat genlerini gizlemek için karoserin her tarafı Jeep’e özgü 2 önemli “sembol” ile donatılmış. Bunlardan birincisi 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Jeep ile özdeşleşmiş olan benzin bidonu sembolü. İkincisi ise yine tüm Jeep modellerinin taşıdığı 7 kanallı radyatör ızgarası.

“7 kanallı radyatör ızgarası” derken aracın burnundaki geleneksel 7 dikey yarıktan bahsetmiyoruz. Jeep, bu tasarım öğesini bir sembol olarak aracın iç mekanında da hemen her yere yerleştirimiş (Aşağıda bahsedeceğim). X şeklindeki benzin bidonu formu ise daha çok Renegade’nin karoseri üzerinde kullanılmış: Aracın xenon farlarında, arka stop lambalarının deseninde, aracın tavanında, Renegade model yazısının içerisinde hep bu benzin bidonuna gönderme yapan çizgiler var.

Bu kadar sembol karmaşası içerisinde otomobilin model yazıları da karoser üzerine “dağıtılmış”: Aracın model yazısı (Renegade) ön kapıların eteklerine yerleştirilmiş. Bagaj kapağı üzerinde ise sağda donanım seviyesi için “Limited” yazısı, sol tarafta motor versiyonu için “Diesel” yazıları bulunuyor. Bu diesel yazısı da yeşil renkte tasarlanmış.

Daha bitmedi: Renegade’nin büyük dış dikiz ayna camlarının üzerine de Jeep logosu işlenmiş. Sürüş sırasında gözünüzü ayırmamanız gereken bu parçada da Jeep markası ile temasınız kesintisiz devam ediyor.

Aracın camlarının köşelerinde ise Mopar yazısı dikkat çekiyor. Camlar, Chrysler için parça üretimi yapan Grup şirketi Mopar’ın tesisinden çıkan tek donanım değil, sadece göze çarpan ilk parça oluyor: Renegade’nin teknik altyapısındaki birçok donanım Mopar tarafından üretiliyor.

Renegade’de yakıt dolumu için kapaksız yakıt sistemi kullanılıyor. En çok Ford modellerinden tanıdığımız ve Ford’un Easy Fuel (Kolay Yakıt Sistemi) adını verdiği bu donanımda bir depo kapağı bulunmuyor, akaryakıt tabancası doğrudan otomobilin sağ tarafında kalan depo girişine takılıp dolum gerçekleştiriliyor. Bu sistem Renegade’de de kullanılmış.

İç Mekan: Yedi Kanallı Izgara, Yedi Kanallı Izgara, Yine Yedi Kanallı Izgara…

Renegade’nin iç mekanı, daha önce Fiat Grubu’na ait araçlar ile zaman geçirmiş olanların hemen tanıyacağı ipuçları ile dolu. Renegade’nin sinyal ve silecek kolları, bu kumandaları üzerinde taşıyan öne doğru çıkıntılı ve köşeli direksiyon konsolu, orta konsoldaki multimedya sistemi, iklimlendirme kontrolleri ve pedallar gibi birçok parça ve donanım diğer Fiat Grubu modelleri ile ortak. Renegade’nin kokpitine geçmeden önce Fiat 500L, Alfa Romeo Giulietta, Fiat Bravo gibi grubun diğer otomobillerini kullanmış olanlar bu parçaları hemen tanıyacaktır. Renegade’de kullanılan alüminyum vites topuzu ise Giulitta’da kullanılanın neredeyse bire bir eşi.

Fiat modelleri ile olan bu “ortaklık”ı daha az dikkat çeker hale getirmek için ise Renegade’nin her yerine sihirli müdahaleler yapılmış. Bunlardan en önemlisi ise Jeep’in efsanevi yüzü, yani 7 kanallı radyatör ızgarası sembolü. Bu ızgara hemen her yere yerleştirilmiş. İç mekanda akla bile gelmeyecek köşelerde dahi bu ızgara sembolü ile karşılaşıyorsunuz: Koltuk sırtlıklarında, kapı içlerindeki hoparlörlerin çerçevelerinde, orta konsoldaki saklama alanlarının zemininde, iç dikiz aynasını da üzerinde taşıyan ön cama entegre far sensörünün dış kenarlarında… 7’li ızgara otomobilin dışında da, örnek olarak olarak farların ampul muhafazalarında da devam ediyor. Paspaslara da Jeep logoları basılmış.

Kapı içlerinde kaplama olarak deri görünümlü yumuşak malzemeler kullanılmış. Burada litrelik şişelerin sığabileceği kullanışlı saklama cepleri bulunuyor. Bu cepler kapı açıldığında LED ışıklarla aydınlatılıyor. Yere paralel kapı tutamaklarının iç zemini aynı zamanda bozuk para gibi küçük eşyaları koymak için de kullanılabilecek şekilde tasarlanmış.

Otomobilin kokpitinde torpido gözünün üzerindeki alana yatay olarak yerleştirilmiş büyük bir tutamak bulunuyor. Bu parça lunaparktaki bir roller coaster’dan sökülüp Renegade’ye takılmış gibi duruyor ve Renegade’nin yolcu koltuğunda oturan misafire “sıkı tutun” mesajını veriyor. Aracın (opsiyonel) arazi yetenekleri düşünüldüğünde bu tutamak sadece görsel bir aksesuar değil.

Orta konsoldaki multimedya sisteminin 5 inch büyüklüğündeki kapasitif dokunmatik ekranı da Fiat ve Alfa Romeo modellerinden tanıdık, ancak burada da Jeep’e özgü bazı müdahaleler ile sistem özelleştirilmiş: Ekranın kahverengi arka fonunda, tema olarak susuzluktan çatlamış kurak bir toprak görüntüsü var. Ayrıca, ekranın sağ tarafına yerleştirilen bir tuş ile bu ekran dijital bir pusulaya dönüştürülebiliyor ve sürücüye yönünü gösteriyor. Dokunmatik bilgi ekranını çevreleyen siyah renkli kokpit plastiğine ise “bilmeyenlere duyurulur” dercesine “Since 1941” yazısı işlenmiş. Evet, bu Jeep her parçası ve donanımı ile 1941 yılından bu yana devam eden bir geleneğin temsilcisi olduğunu iddia ediyor.

Orta konsolun altında kalan iklimlendirme sistemi kontrolleri de Fiat 500X ve Alfa Romeo Giulietta ile ortak: Burada sadece, farklılık yaratmak için bazı küçük değişiklikler yapılmış. Örnek olarak, Alfa’da üzerinde “mono” yazan ve çift bölgeli iklimlendirme ayarını teke düşürerek yolcu tarafının sıcaklığını sürücü alanının ayarı ile sabitleyen tuşun üzerine “sync” yazılmış. Bu havalandırma kumandalarının altında ise USB ve AuX girişleri bulunuyor (Yine birçok Fiat ve Alfa ile aynı yerde)

Vites kolunun arkasında ise üçlü bir tuş takımı var: Merkezdeki büyük tuş elektromekanik park frenini yönetirken, sol taraftaki Start Stop sistemini devre dışı bırakıyor, sağdaki ise ESP’yi kapatıyor.

Bu Jeep’in iç mekanında göz ile görülemeyecek gizli alanlarda bile ciddi bir emek verilmiş. Ancak verilen emek işçilik düzeyini yükseltmeye ya da daha kaliteli malzemeler kullanmaya yönelik bir çaba değil. Bu emek tasarımcılara ait: Örneğin, orta konsolun en altında ve vites kolunun önünde kalan çukur saklama alanının zeminine kabartma çizgilerle bir topoğrafya haritası çizilmiş; bu haritanın sağ üst köşesine yine 7 kanallı radyatör ızgarası işlenmiş.

Birçok üretici, pedal boşluğu üzeri, ya da bagaj iç duvarları gibi kör yerlerde şasinin metal yüzeylerini bile kapatmazken, Fiat Chrysler Automobiles bu aracın iç mekanında kıyıda köşede kalan her yerde çalışmış ve ilginç denemeler yapmış. Bu tasarım müdahaleleri herkesin hoşuna gitmeyebilir, ancak aracın iç mekanında kafa yorulduğunu ve farklılık için bir çaba olduğunu kabul etmek gerekiyor.

Yola Çıkmak: “Yeni Maceralara Doğru” Marşa Basmak

Yanına yaklaştığınızda anahtarsız giriş sistemine sahip Renegade sizi tanıyıp kilitlerini açıyor. Kokpite geçip kapıyı kapattığınız anda otomobil, sürücüyü gösterge panelinde hız ve devir saatlerinin arasında kalan 7 inch’lik büyük TFT ekranda görüntülenen bir mesaj ile karşılıyor: “Debriyaj pedalına basın ve START”.

Renegade de, Giulietta’dan Punto’ya ve Bravo’ya kadar tüm kompakt Fiat modelleri ile aynı merkezi direksiyon konsolunu kullanıyor: Direksiyon simidi ile sinyal ve silecek kumandalarını üzerinde taşıyan bu öne doğru çıkıntılı ve köşeli konsol tüm bu modellerde ortak.

Anahtarsız çalıştırma sisteminin düğmesi de bu konsolun kontak anahtarı yuvasına yerleştirilmiş ve bu hali ile çukurda kalıyor, garip duruyor. Ama burada güzel bir sürpriz var: Motora ilk hareketini veren bu düğme üzerinde hemen her otomobilde olduğu gibi “Start Stop Engine” yazıyor, ancak düğmenin çevresine ise “to new adventures” (yeni maceralara doğru) yazılmış. Bu mesajı ilk kez gördüğünde insanın yüzünde ister istemez bir gülümseme oluşuyor. İşte tam bu anda işin rengi değişmeye, ve daha önce ön yargı ile yaklaştığınız bu araç gönlünüzü kazanmaya başlıyor.

3 kollu deri direksiyon simidinin göbeği de dairesel tasarımlı. Simidin sol tarafına yol bilgisayarına kumanda eden 5 tuş ve ayrıca telefon hazırlığı için 3 tuş, sağ tarafına ise hız sabitleyiciye ait kumandalar yerleştirilmiş. Yine Fiat 500X ile paylaşılan bu deri direksiyon simidi hem ideal büyüklükte hem de ele iyi oturuyor.

Fiat modelleri ile akrabalık sadece kullanılan ortak platformdan ve tüm bu ortak parçalardan ibaret değil. Sürüş deneyimi de bu ortaklığı doğrulamaya devam ediyor: Renegade’nin direksiyon hassasiyeti, vites geçişleri, vites yollarının uzunluğu ve pedalların yumuşaklığı aslında bir Fiat kullandığınızı unutmamanızı sağlıyor.

Jeep’in iç mekanındaki yaratıcı tasarım oyunları gösterge panelinde de devam ediyor. Panel, kaliteli bir bilgi sistemi olarak görevini çok iyi yapıyor ve grafikleri ve fonksiyonelliği konusunda söylenebilecek hiçbir olumsuzluk yok. İç mekanın tamamında olduğu gibi, Jeep burada da off-road kimliğine vurgu yapan semboller ve animasyonlar kullanmış. Buradaki eğlenceli müdahalelerin hiçbirine gerçekten ihtiyaç yok, ancak bu oyunlar aynı zamanda kullanışlılığı da engellemiyorlar: Örnek olarak, devir saatinin kırmızı bölgesi sıçramış çamur izi gibi görünecek şekilde tasarlanmış.

Panelde devir saati sola, hız göstergesi sağ tarafa, yol bilgisayarı ekranı da ortaya yerleştirilmiş. Soğutma sıvısı sıcaklığı ve yakıt seviyesi de menülerden bağımsız ve sürekli olarak yol bilgisayarı ekranının altında görüntüleniyor. Panelin merkezindeki bu 7 inch’lik renkli yol bilgisayarı ekranı yine Fiat tabanlı bir sistem. Ekran hem büyük hem de mükemmel tasarlanmış grafiklere sahip. Buradaki grafikler ve görüntülenen içeriğin kapasitesi dikkate alındığında bu sistem Fiat’ın Renegade’de yaptığı belki de en doğru iş. Çünkü sistemde her şey hem görsel, hem bilgi içeriği, hem de fonksiyonellik bakımından “olması gerektiği gibi” çalışıyor.

Fiat ve Alfa Romeo modellerinin sistemlerinde olduğu gibi Renegade’nin yol bilgisayarı da sürüş için Trip A ve Trip B adı verilen çift kayıt sistemini kullanıyor. Bu sayede aynı anda 2 farklı sürüş kaydını takip etme imkanı bulunuyor. Şehir dışına yapacağınız bir yolculuğa çıkarken Trip A’yı sıfırlayıp yola çıkabilir, dönüş yolunda ise bu kaydı sıfırlamadan devam ettirip Trip B’yi çalıştırabilir, böylece hem gidiş, hem gidiş-dönüş, hem de dönüş verilerinizi ayrı ayrı ölçebilirsiniz. Her bir Trip kaydı altında; kat edilen mesafe, ortalama tüketim ve yolculuk süresi bilgileri beraber görüntüleniyor.

Sistemde yapılmış en iyi iş ise tüketim grafiği: Yarım daire formunda tasarlanmış olan bu grafik hem anlık tüketimi, hem ortalama tüketimi, hem de depoda kalan yakıt ile gidilebilecek menzili aynı anda hareketli bir animasyon şeklinde gösteriyor.

Sistemin araç bilgileri menüsü altında ise küçük sınıfta alışık olmadığımız detayda verileri takip etme imkanı bulunuyor: Bar cinsinden her lastiğin basıncını ayrı ayrı gösteren basınç monitörü, motor yağı sıcaklığı, alternatör voltaj seviyesi, dijital olarak seyir hızı, soğutma sıvısı sıcaklığı, bir sonraki servis ziyaretine kalan km ve gün sayısı…

Renegade’nin yüksek tasarlanmış tavanı ise ferahlık sağlıyor, ancak tavanın yüksekliği nedeniyle ön camın üst orta ucuna montajlanmış iç dikiz aynası biraz yüksekte kalıyor ve aynayı takip etmek için yukarı bakmak bir süre sonra sizi yormaya başlıyor. Ancak gece akan trafikte aynanın otomatik kararma özelliği çok iyi çalışıyor.

Direksiyondaki hafiflik, vites geçişlerindeki ve pedallardaki yumuşak sayesinde kullanımı çok “rahat” olan bu Fiat‘da sürüşü bozan 2 olumsuz durum var:

Bunlardan birincisi görüş özellikleri: Renegade’de A sütunu aşırı derecede geniş tasarlanmış, dış dikiz aynaları da standart bir otomobilin aynalarına göre 2 kat büyük, bu güzel görünüyor, ancak kalın sütunlar ve büyük aynalar birleşince özellikle sola yapılan dönüşlerde görüş riskli hale geliyor. Garip olan ise otomobilin A sütunlarının dışarıdan bakıldığında ince görünmesi, kokpite geçince sütunlar ters etki yapıyor. Normalde ise tersi yapılarak bu sütunların sürücünün göz hizasına gelen kenarları görüşü iyileştirmek için ince tasarlanır.

İkincisi ve daha da kotu olanı ise Lane Sense ya da LDW (Lane Departure Warning) isimli şerit ikaz sistemi. LDW, istenirse Renegade’nin gösterge panelindeki renkli ekrandan şık bir animasyon eşliğinde takip edilebiliyor, ancak sistemin çalışma şekli iyi değil: Bu elektronik yardımcı sistem normalde otomobil şerit dışına taşmaya başladığında, direksiyon simidine titreşimler göndererek veya sesli bir ikaz ile sürücüyü uyarır ve son aşamada da direksiyona düzeltici müdahalede bulunur. Renegade’nin sistemi ise direksiyona sürekli müdahalede eden çalışma şekliyle sürücünün tadını kaçırıyor: Otoyolda yüksek hızda “süzülerek” yaptığınız yumuşak şerit değiştirmelerini sistem şeritten çıkma olarak algılıyor ve direksiyona sert şekilde müdahale ederek aracı şeridine geri getirmeye çalışıyor, bu da sizin şerit değiştirirken otomobil ile “mücadele etmenize” neden oluyor ve Renegade şerit değişikliklerini kararsızlık içerisinde gezerek yapıyor.

Diğer taraftan bu sürüş yardımcısı yolun sınırlarını ve çizgileri tereddütsüz tanıyor, bu anlamda iyi çalışıyor ancak çizgisinden çıkan otomobili şeridine döndürmek için yaptığı müdahaleler çok erken ve sert gerçekleşiyor. Örnek olarak, seyir sırasında direksiyon simidini bırakırsanız şunlar oluyor: Renegade virajlarda çizgisinden çıkmaya başladığında LDW direksiyona sert şekilde kontra veriyor, bu kez otomobil diğer taraftaki şeridin dışında taşıyor ve bir ikaz sesi ile yol bilgisayarı ekranında bir uyarı mesajı görüntüleniyor: “Ellerinizi direksiyondan ayırmayın“. Aynı şeyi ikinci kez yaptığınızda ise daha sert bir ikaz sesi ile yeni bir uyarı metni görüntüleniyor: “Şeritten çıkma algılandı. Lütfen direksiyon simidini bırakmayın.”

LDW Şerit İkaz Sistemi orta konsoldaki üzerinde LANE SENSE yazan tuş ile devre dışı bırakılabiliyor. Galiba yapılması gereken şey de bu. Çünkü aktif olduğunda LDW, yardımcı bir sistem gibi çalışmıyor, otomobili o kullanıyor, siz de ona yardım ediyorsunuz…

Motor ve Şanzıman: MultiJet’in Amerika’yı Fethi

Renegade’de kullanılan çift kaput kilidi aracın burnunda ön panele değil daha geriye doğru çamurlukların iç tarafına yerleştirilmiş. Bu halleriyle kilit mekanizmaları kaputun orta kenarlarına denk geliyor ve ilginç görünüyor. Otomobilin kaputu altında bulunan 1.6 litrelik MultiJet 2 dizel motor 120 HP / 320 Nm üretiyor. Fiat’ın dizelleri Opel, Vauxhall, Chevrolet ve Cadillac gibi GM’lerin kaputu altında uzun zamandır kullanılıyordu. Bir şekilde Jeep’lerin de Fiat motorları taşıması, MultiJet’i dünyanın en yaygın dizel makinelerinden biri durumuna getiriyor.

Renegade’nin Common Rail motoru da Fiat’tan, ancak bu Jeep, Fiat modellerinden yan motor ekipmanları ile ayrılıyor. Karoser üzerinde ve yürüyen aksamda olduğu gibi kaput altında bulunan birçok parça Mopar tarafından üretiliyor. Start Stop sistemine de enerji sağlayan güçlü akü, yakıt pompası, genleşme kabı, alternatör, devirdaim pompası, taşıyıcı kayışlar, radyatör, soğutma sistemi hortumları, bujiler, oksijen sensörü, hava ve yağ filtreleri, debriyaj baskı ve balatası, fren diskleri ve kaliperleri, fren hortumları… Motor ekipmanlarının neredeyse tamamı Grup şirketi Mopar’dan geliyor. Mopar’ın imzasının olmadığı çok az parça var. Örnek olarak hava debimetresi Bosch üretimi.

Belirtilmesi gereken başka bir önemli nokta daha var. Mopar markalı bu parçaların bazıları Hindistan’da üretiliyor. Parçaların üzerinde Made in India yazısı dikkat çekiyor (Güncel olarak Mopar, Chrysler modelleri dışında Fiat için de parça üretiyor, ancak üretim sadece Fiat 500 modeli ve türevleri ile sınırlı)

Motor hızındaki her 1.000 devir artışı otomobile 6. viteste 29 km/h, 5. viteste 23 km/h, 4. viteste 17 km/h, 3. viteste ise 13 km/h hız artışı sağlıyor. 6 ileri manuel şanzımanın vites ayarları ve hızları:

6. viteste: 1.500 devirde 85 km/h, 2.000 devirde 114 km/h, 2.500 devirde 143 km/h

5. viteste: 1.500 devirde 70 km/h, 2.000 devirde 93 km/h, 2.500 devirde 116 km/h

4. viteste: 1.500 devirde 55 km/h, 2.000 devirde 72 km/h, 2.500 devirde 90 km/h

3. viteste: 1.500 devirde 40 km/h, 2.000 devirde 53 km/h, 2.500 devirde 65 km/h

Donanım ve Paketler

Mopar, bu kritik parçaların yanı sıra, Renegade’nin ve diğer Jeep modellerinin kişiselleştirilmesine yönelik aksesuarlar da üretiyor: Bu ürünler arasında farklı renklerde alaşım jantlar, bijon kilit takımları, subap kapakları, renkli radyatör ızgaraları, ayna kapakları, paspaslar, çeki demiri, portbagaj, bisiklet taşıyıcıları, araç örtüsü ve hatta aracın kendisini bile koruma altına alan büyük kamp çadırları var.

Renegade çok zengin bir aksesuar seçeneğine sahip. Seçeneklerin zenginliğinden daha önemli olan şey ise bu aksesuarların Renegade’yi tasarlayan ekip ile beraber geliştirilmiş olması. Bu yüzden tüm bu aksesuarlar hem teknik hem de estetik olarak otomobile tam uyum gösteriyor.

Renegade’nin 3 donanım seviyesi bulunuyor: Longitude, Limited ve Trailhawk. Araçları görsel olarak birbirinden ayırmanın en kolay yolu jantlar: Jeep, her donanım seviyesinde farklı bir jant sunuyor. Longitude ile gelen jantlar 16, Limited ve Trailhawk jantları ise 17 inch ölçüsünde. Trailhawk versiyonu ise ilave olarak arazi için özel olarak tasarlanmış farklı tamponlara sahip.

Trailhawk versiyonunda kullanılan bu farklı tasarıma sahip tamponlar yaklaşma açısını ve uzaklaşma açısını iyileştiriyor. Standart versiyonlar 18 derecelik yaklaşma açısına sahipken, Trailhawk’ın yaklaşma açısı 31 derece. Aynı durum aracın arka tarafı için de geçerli, standart versiyonlarda 30 derece olan uzaklaşma açısı da Trailhawk’da bu tamponlar sayesinde 35 dereceye kadar yükseltilmiş. Arazi şartları için aracı daha kullanışlı hale getiren bu özel tamponlar aynı zamanda Trailhawk versiyonlarını, standart Longitude ve Limited versiyonlardan çok daha şık hale getiriyor. Trailhawk’da ayrıca aracın zeminini koruma altına alan bir tavan saçı kullanılmış.

Trailhawk’ın zemini yerden 21 cm yüksekliğinde (standart versiyonda 175 mm) ve araç 9 ileri otomatik şanzımana sahip. Aracın dönüş çapı biraz daha dar olarak ayarlanmış. Trailhawk’ın fren sisteminde ve fren diski çaplarında ise diğer modellere göre bir farklılık bulunmuyor.

Trailhawk versiyonu aynı zamanda Jeep’in Active Drive Low adını verdiği 4 tekerlekten çekiş sistemine sahip.

Active Drive: “Trail Rated” Sınıfına Ulaşmak İçin

Jeep akıllı bir pazarlama stratejisi ile, teknik olarak farklılıklar da içeren 4 tekerlekten çekiş sistemlerine, kullanıldığı modelle göre farklı isimler veriyor: Grand Cherokee’de kullanılan sisteme Quadra Drive; Compass ve Patriot’da sunulan sisteme Freedom Drive; Cherokee ve Renegade’de bulunan sisteme de Active Drive adı verilmiş.

Jeep’in Renegade’de (ve Cherokee’de) sunduğu 4 tekerlekten çekiş sistemi “Active Drive” önden çekişli kompakt platformlarda uygulanmak üzere geliştirilmiş olan bir sistem ve orta konsolun altında bulunan paneldeki çevirmeli düğme ile yönetiliyor. 2 tekerlekten çekişli bir model seçerseniz bu panel de boş kalıyor: Fiat burada da yine boş durmamış ve 2 tekerlekten çekişli versiyonlarda bu alana 7 kanallı Jeep ızgarasının sembolünü yerleştirmiş!

4 tekerlekten çekiş sistemine sahip Renegade modellerinde, Jeep, bu sisteminin 2 farklı modunu sunuyor. Active Drive adlı standart çekiş modunda, sistem normal sürüş şartlarında tüm çekiş gücünü ön aksa gönderiyor, ancak ön ve arka tekerleklerin dönüş hızını da sürekli kontrol ediyor; ön aksın hareketinde tutunma kaybına bağlı olarak arka aksa göre daha yüksek hızla dönüş tespit ettiğinde gücü arka aksa da göndermeye başlıyor ve bu, ön ve arka aks hızları eşitlenene kadar devam ediyor.

Sadece Trailhawk versiyonlarda bulunan Active Drive Low modunda ise güç sürekli olarak dört tekerleğe gönderiliyor, ancak araçta Cherokee’nin arka aksında kullanılan kilitli diferansiyel kullanılmamış. Ayrıca, sistemin “Select Terrain” isimli 5 zemin ayarı bulunuyor: Otomatik, Kar, Kum ve Çamur (Cherokee’lerde buna bir de Kaya modu ekleniyor).

Active Drive Low sisteminin varlığı Trailhawk donanım seviyesindeki bir Renegade’yi, Jeep’in “Trail Rated” nişanı ile onurlandırıyor. (Trail Rated, Jeep’in 2004 yılından bu yana sadece yüksek arazi yeteneklerine sahip araçlarına uygun gördüğü bir etiket: Bir Jeep’in Trail Rated sınıfına girebilmesi için Nevada’da bulunan test parkurunu tamamlaması ve bunun için de bazı kabiliyetlerinin bulunması gerekiyor. Örnek olarak, bir ya da daha fazla tekerlek zemin ile temasını kaybettiğinde çekişi koruma, dik açılı eğimlere tırmanabilme, nehir yataklarından geçebilme…)

Lastikler

Renegade bir çok SUV’da tercih edilen 215 / 55 R 17 ölçüsündeki Michelin Primacy 3 Green X lastikler ile donatılmış (İsmindeki Green X uzantısı lastiğin düşük yuvarlanma dirençli olduğunu ifade ediyor). Stepne yuvasına ise otomobil üzerinde bulunan lastik ve jantın birebir eşi yerleştirilmiş: Renegade’de donanım paketine uyumlu orijinal alaşım jant üzerine takılı tam boy bir stepne bulunuyor.

Sonunda

1960’ların değişen ikliminde, 2. Dünya Savaşı’nın kurtarıcı kahramanı ABD artık dünyaya çekici ve inandırıcı gelmiyordu: Vietnam’da iyi şeyler olmamıştı, dahası Soğuk Savaş’ın hem coğrafi hem de kültürel olarak ortasında kalan Avrupa’da sosyal bir değişim vardı. Amerikalıların kahramanlık hikayelerini anlatan Western filmleri bu ortamda inandırıcılığını kaybetti. İtalyanlar bu sinema kültürünü başka bir yöne çekerek yaşamasını sağladılar, ve hatta kült filmler yarattılar. Düşük bütçelerle ve sınırlı imkanlarla çekilen Spaghetti Western’ler başlangıçta küçümsendiler, ancak Bir Avuç Dolar ve İyi, Kötü ve Çirkin gibi örnekler en iyi Western filmleri arasında gösterildi.

Bugün ise aynı sancıları Amerikan otomotiv endüstrisi yaşıyor: 2008 yılındaki kriz bazı şeylerin eski gibi ol(a)mayacağını haber veriyordu. Amerikan otomobil kültürüne saygı duymak ile beraber, artık geleceğin dünyasında aşırı tüketen yüksek emisyonlu büyük V8’lere yer olmadığını kabul etmek zorundayız. Ford Mustang gibi safkan bir efsane bile “downsizing” ürünü 4 silindirli 2.3 litre turbo EcoBoost bir motor ile donatılıyorsa, Amerikan endüstrisi bununla artık yüzleşmeye başlamış demektir. Zamanında Western filmlerini dönüştüren İtalyanlar, bu kez belki Amerikan otomotivini de dönüştürebilir. Renegade de bu yeni dünyanın ürünü ve karakteri ve özellikleriyle çok doğru atılmış bir adım.

Renegade size yüzü ve tasarımı ile sempatik gelebilir ya da tam tersine duruşunu ve aşırı oyuncaklı iç mekanını gereksiz ya da rahatsız edici bulabilirsiniz. Unutulmaması gereken şey şu: Otomobile eğlence katan bu özellikler Renegade’nin fonksiyonelliğinden bir şey alıp götürmüyor ve ayrıca hepsi bütünsel şekilde bir kimliğe ve eski bir geleneğe atıfta bulunuyor. Subkompakt sınıfta artık hemen her üretici bir modele sahip: Renault Captur, Opel Mokka, Nissan Juke… Ancak Renegade, üzerinde taşıdığı Jeep logosu ile oyuna önde başlıyor. Üstelik bu sadece bir logo değil; Renegade sınıfındaki bir çok küçük aracın yapamadığını yapıyor ve istendiğinde (biraz daha geniş bir bütçe karşılığında) tam arazi yeteneklerine sahip “Trail Rated” bir SUV’a dönüşüyor. Renegade’nin konsepti ve yetenekleriyle kompakt crossover’lar arasında yeni bir yolu açtığı kesin. Ve bu İtalyan Amerikalı SUV, orijinal tarzıyla en iyilerden biri olma potansiyeline sahip.